Müzeye çevrilen bu cezaevine kimler misafir olmamış ki? İskilipli Atıf Hocadan Bülent Ecevit`e, Necip Fazıldan Nazım hikmete, Başbakanın meclis kürsüsünde okurken ağladığı mektubun sahibi Mustafa Pehlivanoğlu`ndan orada asılan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına ve daha birçok ünlü siyasetçi gazeteciye kadar...

Zindanın adı değişip müze olsa dahi ürkütücülüğünden ve iticiliğinde bir şey kaybetmiyor. Rutubet kokan hücreleri, dehlizlere yol alıp giden daracık ve ıssız koridorları müzeye çevirmekle nasıl sevimli bir hale getirebilirsiniz ki?.. Bu manzaraların sadece bir karesini görmek bile, İslam için bereketli ömürlerini burada geçiren ve geçiriyor olan yiğitlerin çektiği meşakkatler üzerine saatlerce düşünmeye yetiyor. Hele bir de hoparlörlerden yükselen ve devletin yaptığı sayısız işkencelerin bir nevi itirafı olan sesler en can alıcı noktalardan bir tanesi. Zira şehadete kadar giden o yollardan birçok ağabeyimiz geçmiştir. Elhamdülillah. Onların çektiği bu işkenceler İslam düşmanlarının ağzına gem olmuş, aynı zamanda bizim için de gurur kaynağı olmuştur. Gurur kaynağı diyorum çünkü çocuklarımıza ve torunlarımıza anlatılacak destansı gerçeklerin şahidi ve o kutlu yollarının takipçisiyiz. Şehitlerin kanlarının ve "zindan bahadırlarının" ömürlerinin bereketi ile ayaktayız...

O günlerden bu günlere birçok şey değişmişse de değişmeyen bir şey var: zulüm sahiplerinin yaptığı zulüm. Dün "filistin askılarıyla" elektrikli işkence seanslarıyla yapılan zulüm, bugün sevdiklerinden daha da uzaklaştırmayla devam ediyor. Ancak zalimlerin unuttuğu ve değişmeyen bir şey daha var: o da "zindan bahadırlarının" sabrı!... Aslında bu kadar uzun yazmaya gerek yok. Aziz İslam şehidi her şeyi çok güzel özetlemiş: "... Karanlık ve soğuk dehlizlerdeki zincir şakırtılılarının, saray debdebelerinin korkulu rüyası olması tarihe has bir olay değildir. Zindanlar davaları için mücadele edenlerin savaş meydanlarıdır. Bu savaşa katılanlar elbette bir çok şeyi göze almışlardır..."

Fadlullah Şimşek / Batman – Yaş: 20

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.