• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Şerefli/Onurlu/Erdemli/ Kürtlere bir soru
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Emin Özmen / Araştırma

Başlığa bakıp hemen sinirlenecek kişilere bir açıklama yapmakla işe başlayalım. Her milletin içinde şerefli/onurlu/erdemli veya bunun tersi insanlar vardır. (Bu kelimeleri böyle taksimli yazmamın nedeni, değişik fikir kategorilerindeki insanlara farklı çağrışım yaptıklarından dolayıdır.) Benim buradaki kastım, işin ucu gelip kendilerine dokunduğu halde gerçeği söylemekten çekinmeyen insanlardır.

Bilindiği üzere, 1990’lı yıllarda Hizbullah-PKK çatışması yaşandı. Şırnak’ın İdil ilçesinde, PKK’nin 07/05/1991 tarihinde, Fakê Sabri isimli bir Hizbullah taraftarının evini basması ve kendisi ile birlikte hanımını öldürmesi sonucu başlayan çatışmalar, iki tarafın kendiliğinden çatışmaları durdurması ile bitti. Tabi bu arada çatışma ortamından istifade etmek isteyen JİTEM türü derin yapılardan tutun, birbirleri evvelce çatışmalı aşiretlere kadar herkes bir hesap peşinde koşuyordu.
 
Bu yapıların işlediği cinayetler, ya Hizbullah’ın ya da PKK’nin hanesine yazıldı. Hatta PKK’nin kendi iç infazlarının dahi Hizbullah’ın hanesine yazıldığını bölge halkından duyuyorduk. Bu süreçte özellikle Hizbullah, olduğundan çok daha farklı bir şekilde gösterildi ve toplumda son dönemlerin moda deyimiyle, bir “algı” kirliliği oluşturuldu.

90’lı yılları bitirip 2000’li yıllara girdiğimizde yeni bir döneme girildi. Bu dönem özellikle önemliydi.

Bu köklerden gelen camianın eğitim faaliyetleri dernekler, yardım kuruluşları şeklindeki hizmetleri, zamanla cemiyet ve en son parti halini almış bulunuyor. Öyle hızlı bir aktiviteleri var ki 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimlerine bile katılacaklar.

Bu süreç ve sonrasındaki partileşme yolunda, PKK/KCK/BDP cenahından yüzlerce kez saldırıya uğradılar. Mekânları basıldı, molotoflandı, merkezlerindeki Kur’an’lar yakıldı, gönüllüleri darp edildi, yaralandı ve hatta öldürüldü. Bütün bunlar halkın ve devletin gözleri önünde, kameraların kayıtları ile gerçekleşti. Örneğin Ubeydullah Durna’nın şehid edilmesi olayını izlemek isteyen herhangi bir vatandaşımız, internetten bu görüntülere rahatlıkla ulaşabilir.

Saldırıların ardından PKK/KCK/BDP’den kışkırtıcı açıklamalardan başka hiçbir şey duymadık. Tabi şu denilebilir. Olayların faili bizzat kendileri iken, siz neden onlardan beyanat bekliyorsunuz? Biz de diyeceğiz ki, ama bu ülkede barıştan, demokrasiden, kardeşlikten en çok onlar bahsediyor da ondan.

Peki, HÜDA PAR ve tabanını oluşturan dernekler saldırıya uğrarken, beri tarafta siz hiç bölgede BDP ve tabanını oluşturan derneklerin saldırıya uğradığını duydunuz mu? Hayır. Bir tek Batman’da ne idüğü belirsiz bir kurşunla bir vatandaşımızın öldürülmesi olayı var ki, HÜDA PAR en yetkili ağızlardan, bu olayla bir alakalarının olmadığını deklere etti. Peki, BDP’nin en yetkili ağızlarının; “Bizim bu olaylarla bir ilgimiz yoktur” dediğini duydunuz mu? Yine hayır. MHP’nin Esenyurt seçim bürosu saldırısı nedeniyle BDP’ye yapılan suçlamaları apar topar reddeden BDP, söz konusu HÜDA PAR olunca neden bir açıklama yapma gereği duymuyor sorusunu başlıktaki insanlara soracağım.

Yanlış anlaşılmasın. Elbette ki MHP’ye yapılan saldırıya BDP’nin, “Biz yapmadık” açıklaması tasvip edilecek bir davranıştır, fakat adil değildir. Türkçü esaslar üzerine kurulu olan bir partiye bu kadar hassas davranan BDP, İslami esaslar üzerine kurulan HÜDA PAR’a karşı neden üç maymunları oynuyor sorusunu da yine başlıkta ki insanlara soracağım.

Bölgede HÜDA PAR ve tabanına yapılan saldırı sayısı 200’ü geçmiş durumda. Sadece son günlerde; Lice’de HÜDA-PAR heyetine saldırı, Van’ın Gevaş İlçesi HÜDA-PAR Teşkilatı saldırısı, Diyarbakır’ın Bağlar İlçe binasına molotof atılması olayı yaşandı.

Durum bundan ibaret. Şimdi yukarıda soruduğum sorularla birlikte şerefli/onurlu/erdemli Kürtlere sormak lazım. Bunlar Hak-Par’lı, Kadep’li, DDKD’li, KDP’li ve hatta PKK’li olabilir. Bütün Kürt unsurları bir araya toplamak isteyen DTK de olabilir. Kısacası kendi aleyhine de olsa gerçekli haykıracak Kürtlere soruyorum. Sizin bu olaylara karşı söyleyecek iki çift lafınız yok mu? Öyle geveleme şeklinde değil, tevilli falan değil, net olarak ortadaki manzaraya diyecek üç beş kelamınız yok mu?
 
Eskiden internet yaygın değildi. Basın belli zümrelerin tekelindeydi. Onun için gerçekler örtbas edilebiliyordu ve dolayısıyla sizler de yanılabiliyordunuz. Ama şimdi olaylar herkesin gözü önünde cereyan ediyor. Yanlış yönlendirilmenizin olasılığı çok düşük. Eğer bu gün bir şey söylemezseniz, yarın tarih önünde hesap veremezsiniz.

Ben bir soru sordum, ama birden fazla oldu galiba. Evet, söz sizde.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir