Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Batı Yaka’da Filistin Yönetimi için oluşturmak istediği oluşumun (sözde devlet) yirmi yıldır devam eden görüşmeler boyunca birbirinden uzaklaştırılan ve şu anda eklemsiz hale gelen Filistin yerleşim noktalarını daha da güzelleştirme çabasından başka bir şey olmadığı ortadadır.

 

Kerry’nin arzuladığı devlet neticede devlet isminden başka bir şey taşımayacak, askeri ve sivil olarak istendiği anda ele geçirilebilecektir.

 

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas’ın işgalci İsrail rejimiyle sürdürdüğü gizli görüşmeler Kerry’nin en zor dosyaları çözmek için ortaya koymaya çalıştığı planlarını gündeme taşıyacaktır. ABD bu konuda yapılan görüşmelerin en kısa zamanda neticelenmesini istiyor. Amerika bu dosyaların, kendisinden sonra gelebilecek Filistinli yöneticinin taviz vermekte oldukça zorlanacağı ama kendisinin taviz vermede oldukça cömert davrandığı Mahmut Abbas aracılığıyla bölgede Amerika ve İsrail çıkarlarına uygun düşecek şekilde sonuçlanması için yoğun çaba harcıyor.

 

O nedenle Amerika Dışişleri Bakanı görüşmelerde en zor dosyalardan biri olan El-Ağvar dosyasını gündeme getirdi. Çünkü El-Ağvar bölgesi nehrin öte tarafına kurulacak bir varlık için sağlam bir kale konumundadır. Bunun farkında olan Amerika, işgalci İsrail rejiminin güvenliğini sağlamak, kendi eliyle İsrail’in güvenliğini güvence altına almak istiyor.

 

Amerika’nın Filistinli görüşmeci takımını El-Ağvar dosyasıyla meşgul etmesi bir açıdan da yanıltmadır. Çünkü onu bu dosyayla meşgul ederek Kudüs, mülteciler sorunu, sınırlar ve başka önemli dosyaları gölgede bırakmak ve üzerlerini örtmek istiyor. Mesela Abbas’ın esirler konusunda elde ettiği kazanım büyük bir zafer olarak lanse edilecek, ama buna mukabil Arap dünyasının da kendi iç sorunlarıyla boğuştuğu bir dönemde Filistin davasının ana sorun ve dosyaları ihmal edilecek, gündeme getirilmeyecek ve sumen altı edilecektir.

 

Kabul edilecek Kerry’nin (Filistin) devleti, silahtan arındırılmış, çevresi ve içi Yahudi yerleşkelerle doldurulmuş, Kudüssüz ve sınırsız bir devlet olacak ve mülteciler terk ettikleri vatanlarına dönemeyecek. Bu devlet, Kerry’nin kurmak istediği devlet gibi bir oluşumu kabul etmediği için suikasta uğrayan merhum Yaser Arafat’ın kabrinin yer aldığı ve şimdiki yönetimin bulunduğu bölgeden ibaret olacak.