Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, 2008 yılında Gazze halkı için toplanan yardım paralarının hala Türkiye`deki bankalarda tutulduğunu belirterek, "Hiç değilse Ramazan hürmetine; Gazze paraları derhal Gazze halkına ve onun temsilcisi Gazze hükümetine teslim edilmelidir." çağrısında bulundu.

Geçtiğimiz haftalarda yapılan açıklamanın üstünden günler geçmesine rağmen Gazze için toplanan paraların akıbeti ile ilgili açıklama yapılmadı. İşte 2 hafta önce MilliGazete`de yayınlanan haber:

2008 yılında Dökme Kursun operasyonuyla Gazze`ye yapılan askeri operasyon sonrası tüm İslam ülkelerinde yardım paraları toplanmıştı. Türkiye`de de o tarihlerde toplanan yardım paraları hala gözü yaşlı Gazze`li çocuklara bir türlü ulaştırılamadı.

Geçtiğimiz aylarda bu konuyu gündeme getiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez konunun peşini bırakmıyor. Bitmez, toplanan yardım paralarının hala verilmeyişini eleştirerek, "Hiç değilse Ramazan hürmetine; Gazze paraları derhal Gazze halkına ve onun temsilcisi Gazze hükümetine teslim edilmelidir. Bilindiği gibi İsrail`in 27 Aralık 2008 tarihinde Dökme Kurşun isimli operasyonu neticesinde halkımızda oluşan tepki ile okullarda çocuklarımızın harçlıklarını verdiği, camilerde de cemaatten toplanarak başlatılan yardım kampanyaları neticesinde bağışlardan kalan 55.485.492,00 TL, 337.941 ABD Doları, 3.623.913 Euro, Gazze hükümet yetkililerinin taleplerine rağmen henüz Gazze halkının sıkıntılarına derman olmak üzere kendilerine ulaştırılmış değildir" diye tepki gösterdi.

"Aradan üç yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen toplanan paralar Gazze halkına neden ulaştırılmadı diye sorulunca başbakanlık; İsrail müsaade etmediği için toplanan paraları Vakıf Bank Finans Market şubesinde değerlendirdiklerini ifade eden bir açıklama yapmıştı" diyen Bitmez, halktan toplanan paraların Gazze`li muhtaçlar için toplatıldığının altını çizdi.

Saadetli Bitmez, İsrail istemiyor diye paraların bankada tutulmasının yanlış olduğunu da kaydederek, "İsrail istemiyor diye bu paraların bankada tutuluyor olması yanlıştır. Ve başka amaçla kullanılamaz. Hiç olmazsa Rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan ayının başlamasıyla beraber bir an önce Gazze Hükümeti marifetiyle Gazze halkının sıkıntılarını bir nebze olsun hafifletecek olan bu paralar hak sahiplerine ulaştırılmalı. Hükümetimiz ayrıca oraya kalıcı müesseseler yapmak istiyorsa bunu ilgili kurumların bütçesinden planlayarak yapmalı. Halkımızdan zulme uğrayan Gazze halkının sıkıntılarını hafifletmek adına toplayarak, paraları bankada tutup, İsrail müsaade edince oraya kalıcı müessese yapacağız demek yanlıştır" diye eleştirdi.

Mavi Marmara olayı sulandırılmamalı
Bitmez açıklamasında Mavi Marmara olayını da değerlendirerek, "Bilindiği gibi Mavi Marmara gemisinin de içinde olduğu Gazze`ye özgürlük filosu İsrail`in Uluslararası antlaşmalara ve kurallara uymayarak Gazze`ye uyguladığı ambargoyu delmek ve uluslararası kamuoyunun dikkatini buraya çekmek adına düzenlenmişti. İsrail`in adeta teröristçe düzenlediği operasyon neticesinde 9 iştirakçimiz şehit olmuştu. Hükümet bu olayların uluslararası kamuoyunda gündeme gelmesi ve bir an önce neticelenmesi konusunda üzerine düşeni yapmamıştır. Kaldı ki davanın uluslararası mahkemelere taşınabilmesi için iç hukuk mücadelesinin süratle tamamlanması konusunda da gerekli hassasiyeti gösterememiştir" dedi.

"Şimdi İsrail özür dileyecek, yok özür dilemeyecek yanlış yaptıklarını kabul edecek gibi tamamen olayı sulandırmaya yönelik haberleri ülke kamuoyuna yandaş medya vasıtasıyla düşürmekte olayın hassasiyetinin halkımız nezdinde kaybolmasına sebebiyet vermektedir" diyen Bitmez, sadece özrün yeterli olmadığını söyledi.

Bitmez açıklamasının devamında ise şunları kaydetti: "Kaldı ki özür dilemek zaten yeterli değildir. Şehitlerimizin hayatlarını geri getirmeyecek, acıları dindirmeyecektir. Ve kaldı ki Özgürlük Filosunun gidiş amacına uygun da değildir. Özgürlük filosunun amacı Gazze`ye hukuksuz bir şekilde uygulanan ambargonun kaldırılmasını sağlamaktı. Hükümetin bir an önce hem şehit vatandaşlarımızın acısını dindirecek uluslararası girişimleri yapması ve netice alması gerekmektedir. Hem bu olayda zedelenen ülke itibarını yeniden kazanmalı hem de ambargonun kaldırılması yönünde uluslararası kamuoyu oluşturması gerekmektedir. Ancak bunlar uçakla çok uçarak olmaz. Şahsiyetli dış politika anlayışının icraata koyulması ile mümkündür",

İslami Gündem