İstanbul Büyükşehir Belediyesi işletmesi olarak faaliyet gösteren İDO, Nisan ayında özelleştirilmesinden bu yana hızlı bir değişim süreci yaşıyor. Ne var ki bu değişim, hizmet kalitesinin yükseltilmesi değil, yasaların çiğnenmesi ve kamu sağlığının hiçe sayılması yönünde yaşanıyor.

İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş`nin (İDO) yüzde 100 oranındaki hisseleri, Nisan ayının başında en yüksek teklif olan 861 milyon doları veren Tepe-Akfen-Souter-Sera Ortak Girişim Grubu`na satıldı.

Akfen Holding Murahhas Azası İrfan Erciyas, özelleştirmenin ardından yaptığı açıklamada, mevcut sistemin çok başarılı olduğunu ve büyük ölçüde uygulanan sistemi korumayı planladıklarını söyledi. İrfan Erciyes`in ilk gün söylediklerinin üzerinden aylar geçti.

18 Haziran tarihi itibariyle İDO`nun 30 yıllık kullanım hakkı, konsorsiyumun oluşturduğu TASS Denizcilik ve Ulaştırma Hizmetleri Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş.`ye devredildi. Bu tarihten itibaren ise İDO`da yaşanan hızlı değişim şaşırtıcı düzeye ulaştı.

Hizmet kalitesinde en küçük bir farklılanma yaşanmazken, İDO`nun arabalı vapur seferlerinde sigara içmek fiilen serbest oldu. Eskihisar-Topçular arasındaki arabalı vapur seferlerinde, İDO döneminden kalma sesli uyarı yine vapurun hareketi ile birlikte yapılıyor. Sesli anonsta, açık alanlar dahil vapurda seyahat esnasınca sigara içilemeyeceği duyuruluyor.

Ne var ki yolculuk boyunca yolcular, istedikleri yerde ve istedikleri şekildi sigara içiyorlar. Hiçbir görevli de sigara içenlere karşı bir uyarıda bulunmuyor.

Görevliler, “Sigara içenler niçin uyarılmıyor?” diye hatırlatıldığında, “Başta uyarı yapılıyor” karşlığını veriyor. “Peki görevliler sigara içenleri İDO döneminde uyarıyordunuz, şimdi niçin uyarmıyorsunuz?” diye hatırlatıldığında ise, “Bize karışmamamız, kimse ile sürtüşmeye girmememiz söylendi” karşılığını veriyorlar.

Sigara içenleri vatandaşlar uyardığında ise, "Görevliler var sana ne oluyor?" cevabıyla karşılaşıyorlar.

Hbaervaktim