• DOLAR 32.592
  • EURO 35.045
  • ALTIN 2423.248
  • ...
Yaptığımız İllegal Örgütlenmeyle Mücadele
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ANKARA - Başbakan Erdoğan, 6. Büyükelçiler Konferansı kapsamında Ankara Vilayetler Evi`nde verdiği yemekte katılımcılara hitap etti.

Başbakan Erdoğan`ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"-Hükümetimizin yargıda yapmaya çalıştığı değişiklik yargıya müdahale değil, yargı içindeki illegal örgütlenmeye yönelik bir mücadeledir. Bu örgütün gerçek yüzünün yurt dışında artık mutlaka anlatılması ve deşifre edilmesi gerekir.

-17 Aralık süreci bir paket içinde bir kaç hedefi vurmayı amaçlayan süreçtir. Paketin muhtevasıyla ambalajı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu hepimiz gördük ve görüyoruz. Ambalajda yolsuzluk iftirası varken paketin içinde demokrasiye, milli iradeye, siyasete özellikle çözüm süreci ve dış politikaya yönelik sabotaj olduğu bugün artık net şekilde ortaya çıktı, daha da çıkacak onu söyleyeyim daha bitmedi. Daha da çıkacak.

-17 Aralık komplosu çok farklı vasıtalarla, çok farklı ittifaklarla ortaya çıktı. Bir örgütün emniyet ve yargı içindeki mensupları, operasyonun taşeronu olurken, siyasi partilerin, belli medya kuruluşlarının, sermaye çevrelerinin, yurt dışında bazı odak ve medya kuruluşlarının operasyonda müttefik olarak görev aldığını görüyoruz. Adeta düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıda eş zamanlı hareket eden, operasyona destek veren kesimler var. Ancak burada asıl önemli olan darbe girişimiyle paralel yürütülen algı operasyonudur, algı operasyonu Türkiye içinde tutmamıştır, geri tepmiştir. Şu anda gerek bizim meydanlarda şahit olduğumuz manzara, gerek yaptırdığımız anketler, halkın büyük çoğunluğunun bunun bir hukuki operasyon değil bir darbe girişimi inancında olduğunu teyid etmektedir.

"Türkiye ekonomisine darbe vurmaya çalışıyorlar"

-17 Aralık`tan beri gerek o malum örgüt gerekse onun siyasetteki medya ve sermeyedeki müttefikleri şunu yapıyorlar: Türkiye ekonomisine ağır darbe vurmaya çalışıyorlar, faizlerin yükselmesi için gayret sarfediyorlar, uluslararası yatırımcıları tedirgin etmek için her yolu kullanıyorlar, Türkiye`nin enerji politikalarını sabote etmeye çalışıyorlar, dış politikada açık bir şekilde elimizi zayıflatmaya çalışıyorlar, Milli İstihbarat Teşkilatının çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar, demokrasiyi sekteye uğratmak, Türkiye`nin demokrasi yürüyüşünü engellemek istiyorlar. En önemlisi de Türkiye`nin dünyadaki imajını bozmak için ciddi mesai sarfediyorlar. Bu çabalar ihanet dışında bir kavramla izah edilemez.

"Biraz okuma yazma biliyoruz"

-İçeride algı operasyonunu nasıl bozduysak, dışarıda da birlikte bozacağız ve bozuyoruz. Ama burada hiçbir arkadaşımın bir defa bu konularda ihmalkar davranmaması gerekir, ilgili bütün mercilere bu gerçekleri anlatmanız gerekir, anlatmamız gerekir. Ne gerekiyorsa bunun adımlarını hep birlikte atmamız gerekir. Çünkü yaklaşım tarzları farklı. Örneğin AB üyesi ülkelerde, basit bir örnek veriyorum, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken, her ülke kendine has, kendine ait bir HSYK düzenlemesi yaparken, Türkiye`nin HSYK düzenlemesi üzerinde bir beyanatta, bir açıklamada bulunmak kimsenin haddine değildir. Eğer oturmuş bir şey varsa bunu bilelim. Ama biz bu çalışmamızı yaparken bütün bunları A`dan Z`ye inceledik. İspanya`da, İtalya`da, Hollanda`da nedir? Bir bakıyoruz ki oralarda seçilmişin bu noktalarda ciddi manada etkinliği var. Attıkları adımlar var. Kralın, hükümetin hepsinin buralarda seçici olduğunu görüyoruz. Ama burada kalkıp da işte bu `AB`nin müktesebatına aykırıdır, vesairedir` gibi tespitler, kusura bakmasınlar bize yutturulacak şeyler değil biraz okuma yazma biliyoruz. Ne var, ne yok görüyoruz. Bu noktada sizlere çok önemli vazife düşüyor. Türkiye`deki gerçek manzarayı, gerçek fotoğrafı muhataplarınıza anlatmanızı, muhataplarınıza doğruları aktarmanızı, topyekün Türkiye`yi hedef alan bu ihanet operasyonunu bozmak için daha fazla gayret sarfetmenizi bekliyoruz. Bunun bir yolsuzluk operasyonu değil yolsuzluk operasyonu girişiminde bir darbe olduğunu özellikle vurgulamanızı sizlerden rica ediyorum. Bizim yolsuzluk konusunda ne kadar hassas olduğumuz bilinen bir şeydir.

"Bu ihanetin hesabı sorulacak"

-Bahsettiğim bu ihanet şebekeleri Türkiye`nin uluslararası teröre destek verdiği algısını yaymak için alçakça bir kampanya yürütüyorlar. Hiç kuşkusuz bu alçakça ve haince kampanyanın tutma ihtimali, başarıya ulaşma ihtimali yoktur. Teröre ağır bedeller ödemiş, terörün acısını 30 yıl çekmiş bir ülke olarak terör karşısındaki tavrımız son derece nettir, samimidir. Terör ve terör örgütlerinin başındaki hiçbir sıfatı önemsemeyiz, dikkate almayız. Bölücü terör, dini terör, etnik terör, mezhepsel terör gibi ayrımı bizler asla kabul etmiyoruz. Bizim için terör, sadece terördür. Nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın, terörü şiddetle kınarız, terörle aramıza hiç tereddüt etmeden mesafe koyarız. Yok El Kaide`ymiş, yok El Nusra`ymış, yok şuymuş, yok buymuş. Hepsi bizim karşımızdadır, biz onların karşısındayız. Uluslararası terörle mücadele noktasında Türkiye kendisini ispat etmiş bir ülkedir. Buradaki niyetin ne olduğunu sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bizden bu yolla Mavi Marmara`nın, Filistin`deki, Mısır`daki, Suriye`deki insani duruşumuzun intikamını alacaklarını sanıyorlar, kusura bakmasınlar. Türkiye`nin ve hükümetimizin üzerine teröre destek veriyorlar itham ve iftirası asla yapışmaz. Bu gayretin içinde olanlar beyhude çabalıyorlar. Bu ihanetin hesabı mutlaka kendilerinden sorulacak.

-Türkiye 17 Aralık`ta yaşadığı bu farklı türden saldırıyı geçmişte de çok yaşadı. Şunu memnuniyetle söylemeliyim ki akim kalan her saldırı her darbe girişimi demokratikleşme reformlarına ivme kazandırdı. 17 Aralık darbe girişimi de hiç kuşkunuz olmasın Türkiye`nin demokratikleşme çabalarına ciddi bir kapı aralayacaktır. Demokrasinin önündeki birçok direnç, yaptığımız bu mücadelenin ardından ortadan kalkacak, bariyerler engeller aşılmış olacaktır.

"Gizli ajandalarla değil ilkelerle hareket ediyoruz"

-Dış politikada bizim saklımız ve gizlimiz yok. Neysek oyuz. Gizli niyetlerle gizli ajandalarla değil ilkelerle hareket eden bir ülkeyiz.

-Temsil edildiğimiz her ülke şunu çok iyi bilmelidir, dostun dostuyuz ve herkes de bizim dostluğumuzdan emin olsun. Şu anda hangi ülkeyle ilgileniyorsak, yeryüzünde hangi meseleyle ilgileniyorsak, tamamen ilkelerimizle hareket ediyoruz. Dostluk, kardeşlik ve barış ekseninde adımlar atıyor, sadece ve sadece vicdan ve adaletten yana tavır belirliyoruz. Bunun dışında hiçbir niyetimiz yok, gayemiz ve hedefimiz yok.

-Risk var diyerek ataleti tercih eden olduğu yerde sayar, verilerle yetinir. Risk var diyerek dış politikasında tedirgin ürkek davranan ekonomisini büyütemez, refahı artıramaz, demokrasiyi ileri standartlara kavuşturamaz, en önemli insanlığa ve barışa katkı sunamaz.

-En yakınımızdan en uzağa kadar cesur, aktif, girişken dış politika anlayışını sürdürmek zorundayız. Kim ne derse desin, kim hangi kulpu takarsa taksın büyük bir ülkenin onurlu büyükelçileri olarak ülkeyi ve milleti layıkıyla temsil etmek zorundayız. Biz bir kasaba devleti değiliz.

-Dostlarımız, özellikle de komşularımız bizden ve bizim dostluğumuzdan sonsuza kadar emin olsunlar. Ancak fiziki sınırların içine insani ve vicdanı duyguları, özellikle de dış politikayı hapsedemeyiz. Daha 100 yıl öncesine kadar aramızda sınırlarımızın olmadığı, birlikte içiçe yaşadığımız ülke ve halklara karşı bigane kalamayız"

1915 olayları

-1915 hadiselerinin objektif, bilimsel, gerçekci şekilde ele alınabilmesi için hepimizin hazırlıklı ve donanımlı olması gerekiyor. Ermeni diasporası, 1915 olaylarını farklı ve tek yanlı şekilde aksettirmek, tarihi gerçekliğinden koparıp, siyasi bir kampanyaya dönüştürmek için hazırlıklarını yapıyor. Bunun karşısında biz, tarihi, bilimi, bilimsel verileri öne çıkararak, bu siyasi kampanya, kara propaganda karşısında dik bir duruş sergileyeceğiz."

AA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir