• DOLAR 32.592
  • EURO 34.795
  • ALTIN 2510.01
  • ...
Sonsuzluk Aşkının Nur-u Ummanı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhammet Şerif / Doğruhaber

Sonsuzluk Aşkının Nur-u Ummanı

İnsanlığın İftihar Tablosu Hazreti Muhammed (s.a.v)’in yeryüzüne teşriflerinin yıldönümüne bizleri yetiştiren şan ve şeref sahibi Allah Tebareke Teâlâ’ya sonsuz hamd ve senalar olsun. Dar-ı bekaya göçüşünün üzerinden asırlar geçmesine rağmen ümmetin gönlünden hiçbir zaman eksik olmayan Vahyin Son Tebliğcisi sevgili Peygamberimize de binler salât ve selam olsun.

Zulüm ve haksızlıkların çoğaldığı; gurur ve kibrin tavan yaptığı; helal ve haram ayırımının dikkate alınmadığı; cehalet ve batıl inançların türediği; insani değerlerin köreldiği; ahlak, maneviyat, medeniyet, kültür, hak, hukuk, adalet, eşitlik kavramlarının ilkelleştiği; yağma, talan, cinayet, zina, kumar, içki, haksız kazanç ve pek çok kötülüğün yaygın olduğu bir zaman yaşanılıyordu.

Hayat, şeref ve mülkiyet daima tehlikedeydi. Anarşi, şiddet, huzursuzluk ve manevi sarsıntı diz boyuydu. Her kabile tek başına bağımsız bir devletti sanki! İnsanlar hak ve hakikatten bihaber, yaşayış ve davranışlarında derbeder idiler. O karanlık dönemde, şirk ve küfrün her çeşidini bulmak, her kötülüğe rastlamak mümkündü. Mevcudat, cehaletin ve cahillerin zulüm ve vahşetinden mateme bürünmüştü.

İnsanlar saadet ve sevincin huzur kaynağı olan tevhid inancından mahrumdu. Yüreklerde batıl ilahlar yer bulmuştu. Küfür ve şirk, kalpleri, gönülleri ve bedenleri sarmış durumdaydı. İnsanlar canileşmiş, hakikati görmez olmuş, cehalet bataklığında çırpınır olmuşdlardı. Âlem mahzun, gönüller mahzun, simalar mahzundu. İnsaniyet karanlıktan kurtulmak, zulümattan ayrışmak için Sonsuz Bir Nura muhtaçtı.

Yeryüzü Aşk İkliminin Sultanını, Güzellikler Ordusunun Serdarını gözlemekteydi. Herkes Güzellik Şahikasını büyük bir heyecan içerisinde beklemekteydi. Bütün varlıklar adeta tek bir nefes olmuş, sonsuz merhamet sahibinin iznini istemekteydiler. “Ya Muhammed!” nidaları kâinatın her köşesinde seslendirilmekteydi. Ahlak buhranı yaşayan insanlar, karanlıktan aydınlığa çıkmayı yeğleyen toplumlar “O”nun yeryüzüne teşriflerini beklemekteydiler.

Gönüllerin Efendisi, Kalplerin İncisi Hazreti Muhammed (s.a.v), işte, toplumun ahlak buhranı yaşadığı böyle karanlık bir dönemde yeryüzüne teşrifleriyle dünyayı nurlandırdı. Vakitlerin sultanı seher vakti, Mekke’nin mütevazı bir evinde dünyaya teşrif ettiklerinde, tarih; (miladi) 20 Nisan 571, günlerden Pazartesi idi.

Karanlığa gömülü Dünyayı Aydınlatan Nurun doğuşu, yeryüzünün manevi şeklini değiştirdi. Canlı cansız bütün varlıklar, İnsaniyetin İftiharının yeryüzüne teşrifleriyle mesrur oldu. Kâinat heyecan içinde sevince gark oldu. Üzüntülü ve kederli insanlar, bütün dertlerini unuttu, O’nun gelişiyle âlemlerin Rabbine şükretti.

Canların Canı, Güllerin Gülistanının dünyaya teşrifleriyle, hiçbir kimsenin doğumunda meydana gelmeyen harikulade bazı olaylar meydana geldi.

Medayin şehri derin bir uykudayken, korkunç bir çatırtı ve gürültü sesiyle uyandı. Hükümdarla birlikte, halkta korku ve telaş içinde yataklarından fırladı. Gördüklerine inanamadılar; çünkü gördükleri korkunçtu. Hükümdar sarayının (Kisra) sapasağlam 14 burcu önce çatırdamış ve sonra büyük ve korkunç bir sesle yerle yeksan olmuştu.

Kureyş müşriklerinin Kâbe’yi karanlıklara boğan cansız ve hiçbir fonksiyonları olmayan putlarının pek çoğu, insanlık âlemine numune-i imtisal olan Gönüller Sultanının nurlu doğumuyla baş aşağı yıkıldı.

İstahbarat’ta Mecusilerin ilah kabul ettikleri ve bin yıldan beri yanmakta olan kocaman ateş yığınları, adeta okyanusların istilasına uğramış sıradan bir ateş gibi sönüverdi.

Kutlu zaman diliminin ölümsüz bahar atmosferi Hz. Muhammed (sav)’in yeryüzünü şereflendirmesiyle, şark ve garbı küçük bir oda gibi aydınlatan bir nur görüldü.

Cehaletin küfür pınarından beslenen toplumlar tarafından kutsal sayılan meşhur Save (Taberiyye) gölü, Resul-i Kibriya’nın kutlu doğumuyla bir anda kuruyuverdi.

Gökyüzünde pırıl pırıl yıldızlar görüldü, heyecan içinde beklenen Ahmed’in yıldızı doğdu. Gökyüzü, Sonsuzluk Aşkının Nur-u Ummanının gelişini alkışlıyordu.

Çağlar Üstü Bir Örnek Hz. Muhammed (sav)’in mübarek veladetiyle, Semave vadisi ve Semave şehri taşan seller altında kalıp suya doydu.

Evrensel Rahmet Hz. Muhammed (sav)’in dünyaya teşrif ettikleri gece, sonbahar yaprakları gibi gökyüzünden yıldızlar döküldü.

Bu yaşanan harikulade olaylar gösteriyor ki Âlemler Fahri Şanlı Nebi, yeryüzünü çok kısa bir sürede putperestlikten, ateşperestlikten, küfür ve şirkten, zalim hükümdarların zulüm ve zorbalıklarından temizleyecek; gönüllerdeki beşeri ilahları İslam’ın hayat bahşeden ilkeleriyle yok edecek ve karanlıklara gömülmüş yeryüzünü tevhid meşalesiyle aydınlatacaktı…

Kendisine ümmet olmaktan şeref duyduğumuz Varlık Ağacının Sebeb-i Vücudu ve Sebeb-i Hikmeti Hz. Muhammed (sav)’in mübarek veladetinin İslam ümmetine hayırlar getirmesini ve zulüm altında acılar çeken dünya Müslümanlarının kurtuluşlarına vesile olmasını temenni eder ve de Peygamber Sevdalılarının O Şanlı Nebi’yi hakkıyla tanımaları ve tanıtmaları yolunda daimi bir emek sarf etmelerini Rabbi Zülcelâl’den niyaz ederim.

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir