• DOLAR 32.388
  • EURO 35.075
  • ALTIN 2326.544
  • ...
Sükut Hengamı…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Yusuf Akyüz / İnzar Dergisi

“Şüphesiz ki kulak, göz ve gönül bunların hepsi amellerinden sorumludur.”(İsra Suresi: 36)

“Müminler, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (Müminun Suresi: 3)

“Süfyan İbn-i Abdullah (RA) şöyle dedi: ‘Ya Resulallah, bana sımsıkı sarılacağım bir iş söyle, dedim. Efendimiz (aleyhisselatu vesselam): “Rabbim Allah’tır de, sonra dosdoğru ol!” buyurdu. Ben, “Ya Resulallah, hakkımda (zararını göreceğimden) en çok endişe ettiğim şey nedir?” dedim. Efendimiz (aleyhisselatu vesselam) kendi dilini eliyle tuttu ve “İşte budur!” buyurdu.” (Tirmizi, Zühd, 61; İbn-i Mace, fiten 12)

Sükût, tefekkürün anahtarı ve mücerret âlemin kapısını çalmanın anlamıdır. Susmak, durmak ve durulmaktır. Bakmak, duymak ve anlamak için odaklanmaktır. Duygu ve düşünceyi bir mana etrafında toplamak; muayyen bir mevzu üzerinde durup yoğunlaşmak ve sıhhatli bir neticeye ulaşmak için dahi sükûta ve sükûnete ihtiyaç vardır. Tefekkür üniteleri ancak sükût hengâmında muvazeneli çalışır ve vicdani muhasebenin ve kalbi murakabenin yolu açılır. Sükût hengâmında dil susar, kalp konuşur ve vicdani vaizin sesi duyulur. Çok konuşan çok hata yapar; dünya ve ahiret zararlarının ekserisi konuşmaktan doğar ve insanın başına olmadık işler açar.

Susan kimse, en azından dil belasından korunmuş, konuşmanın şerrinden sakınmış olur. Hadis-i şerifte buyurulduğu üzere “Susan, kurtulmuştur!”

İnsana yakışan ve asıl olan, sükûttur. Konuşmak ise lüzum ve ihtiyaç miktarınca olmalı; iki cihan selameti için fuzuli ve malayani konuşmalardan şiddetle sakınıp uzak durmak lazımdır. Konuşmak bir faydaya mebni olmalı aksi halde susmalıdır. Zira sırf laf olsun torba dolsun diye rast gele konuşmakla elde edilecek bir fayda yoksa susmak evladır. Ölçü: Konuşmak ihtiyaç miktarı, susmak ise esastır. Meşhur tabirle, söz gümüş ise sükût altındır. Hadis-i şerifte: “Kul, iyice düşünüp taşınmadan rastgele bir söz söyleyiverir de bu yüzden cehennemin doğu ile batı arasından daha uzak bir yerine düşer gider!” (Buhari, Rikak, 23; Müslim, Zühd, 49-50) “Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!” (Buhari, Edeb, 31; Müslim, İman, 74)

Sözlerin de diğer ameller gibi hesaba katıldığını, kişinin lehinde veya aleyhinde yazıldığını aldıkları nebevi terbiye ile bilen ashab-ı kiramın sükûtu dillere destandır. Onlar lüzum ve ihtiyaç haricinde konuşmamışlar; dillerini faydasız konuşmalardan uzak tutmuşlar; ekseriyetle sükût, tefekkür, murakabe ve muhasebe ile meşgul olmuşlar ve...

MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir