• DOLAR 32.548
  • EURO 34.917
  • ALTIN 2438.136
  • ...
İlahlıktan  Seyyitliğe
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Hüseyin Kaya /  Doğruhaber
Haber yorum

Haydar Baş ismini çoğunuz duymuş; ama kaale almaya değmez diye düşünüyorsunuzdur.

Ben de öyle düşünüyorum.

Ama burada ona yer vermemden maksat aslında bir zihniyeti sorgulamaktır. Haydar Baş, Kadirîşeyhi olarak bilinir.
 
Azarbeycan’dan nasıl aldığı belli olmayan bir profesörlüğü vardır. Bir dönem Tansu Çiller’in danışmanlığını yapmıştır. İhvan Hareketine düşmandır. Ergenekon davasında yargılanırken cezaevinde ölen Mit’çi Kaşif Kozinoğlu ile ilişkileri olduğu iddia ediliyordu. Kemalist ve Baasçıdır. Son zamanlarda Alevilere yakınlık göstermektedir. Cumhuriyet döneminde mazlumca şehid edilen İskilipli Atıf Hoca için “İskilipli Atıf Hoca manyak, hain. Ben olsam 10 defa diriltir, 20 defa idam ederdim” şeklinde sözler sarf etmiş ve tepki çekmişti.

Baş’ın Atatürk ile ilgili de ilginç görüşleri vardır.

Atatürk için, “7 yaşında Kur’anı öğrenmiş, 8 yaşında Kur’anı hatmetmiştir. Mustafa Kemal hafızdır.” sözünü tüm tarihi verilere rağmen sarf etmiştir.

Can Dündar’ın candundar.com.tr’de de çıkan yazısından bir bölüm alıyorum buraya:

“İlk Meclis’in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve Atatürk’ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.

Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa’ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.

Kitap, 1931’de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa’nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların “Millet” bölümünden satırlar:

“Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (…)

“Türk milleti birçok asırlar, bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur’an’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (…)

“Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah’la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”

Atatürk’ün din ile ilgili görüşlerinin bir kısmı bunlar.

Şimdi Atatürk’ün hafızlığa bakışı buysa Haydar Baş, kendisine “Hafız” diyerek hakaret etmiş olmuyor mu?

“Kur’an’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlar” sözü için ne diyor Haydar Baş efendi?

Bir şeyler söyleyip söylemediğini bilmiyorum; ama son günlerde garip sözlerine yenilerini eklediğini biliyorum. Baş,
 
Atatürk’ün “seyyid ve şerif” olduğunu iddia ediyor.

Şunları söylüyor: “Hem Molla Zübeyde Hanımın soyu hem de eşi Ali Rıza Efendinin soyu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimize dayanmaktadır. Yani Atatürk İmam-ı Ali’nin soyundandır.”

“Bu kadarı da olmaz” demeyin, işe olumlu tarafından bakın.

Eskiden çok daha farklı sözler söylenirdi.

Şair Aka Gündüz mesela: “Her şey O’dur. /O her şeydir. /Her şeyde Atatürk!/ Yerdedir, göktedir, sudadır, /Alandadır, diktedir, pusudadır./ Görünmezi görür! Bilinmezi bilir! /Elimizi yüzümüze;/ Gönlümüzü özümüze kapıyoruz. /Biz sana tapıyoruz!
/ Varsın! Teksin! Yaratansın”

K. Kamu, “Kâbe Arabın olsun/Bize Çankaya yeter” derken B. K. Çağlar, “Atatürk’e mevlid” yazıyordu.

H. Baş ile ilahlık ve peygamberlikten “seyyidlik ve şeriflik” makamına indirildi.

Yarın bazıları çıkıp onun insanüstü değil, sadece bir “insan” olduğunu da söyleyebilir.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir