Suriye'de zorla kaybedilen 112 binden fazla kişinin akıbeti bilinmiyor
Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) verilerine göre, Suriye'de Baas rejimi döneminde zorla kaybedilen ve gözaltına alınan 112 bin 414 kişinin akıbeti belirsizliğini koruyor.
Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin düşmesinin ardından hapishanelerde rejimin binlerce kişiye yaptığı işkence ve yargısız infaz gün yüzüne çıktı.
Suriye genelinde hapishanelerdeki tüm tutuklular serbest kaldı ancak serbest kalanların sayısı zorla kaybedilenlerin sayısının çok altında olduğu için on binlerce aile hala yakınlarının akıbetinin ortaya çıkarılmasını bekliyor.
SNHR Başkanı Fadl Abdulgani yaptığı açıklamada, Esed rejiminin 2018'de çok sayıda zorla kaybedilen Suriyeliyi öldürdüğünü, bunların 3 binden fazlasının öldürüldüğüne ilişkin ellerinde kanıt bulunduğunu söyledi.
Verileri sürekli güncellediklerini kaydeden Abdulgani, 28 Kasım'da Halep'te, 5 Aralık'ta Hama'da, 7 Aralık'ta Humus'ta, 8 Aralık'ta da Şam'daki hapishane ve gözaltı merkezlerinden serbest bırakılanları tescil etmeye çalıştıklarını aktardı.
112 bin kişi büyük ihtimalle rejim tarafından öldürüldü
Abdulgani, Esed rejiminin düşmesinin ardından Suriye genelindeki hapishane ve gözaltı merkezlerinden serbest bırakılanların yaklaşık 24 bin 200 kişi olduğunu ve bu kişiler için bir veri tabanı oluşturduklarını ifade etti.
Veri tabanlarında Baas rejimi döneminde yaklaşık 136 bin zorla kaybedilen ve tutuklunun kaydının bulunduğunu aktaran Abdulgani, "Son dönemde serbest kalanları çıkarırsak geriye rejim tarafından gözaltına alınan 112 bin 414 kişi kalıyor ve bunlar büyük ihtimalle öldürüldüler." dedi.
Baas rejimi döneminde zorla kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Abdulgani, şunları kaydetti:
"Öldürüldükleri doğru ama cenazeleri ailelerine teslim edilmediği için hala zorla kaybedilen kategorisindeler. Dolayısıyla bu çok büyük bir araştırma ve çaba gerektiriyor, hala hayatta olduklarına dair herhangi bir kanıt yok."
Rejim öldürdüğü kişilerin nüfusa kaydını yıllar sonra yapıyordu
Abdulgani, önceki tarihlerde rejim tarafından öldürülen zorla kaybedilen kişilere ait binlerce ölüm verisine dair yeni güncelleme yaptıklarını ifade ederek şunları söyledi:
"(Büyük) resim artık ortaya çıkıyor ve hapishanelerin açılmasıyla (büyük) resim daha da netleşti. Bu kişiler ailelerine haber verilmeden öldürülmüş ve nüfusa kaydedilmiş, bu nedenle aileleri hala mağdur durumda ve yakınlarının öldürüldüğünü kanıtlayan bir belge olmadığı için toplu mezarların ortaya çıkarılmasını ve bilgi sahibi olmayı bekliyorlar."
Abdulgani, Baas rejimi tarafından öldürülenlerin nüfus kütüğünde öldürüldüğü gün ve ölüm kaydının yapıldığı gün olmak üzere iki farklı tarihin bulunduğunu, bazen bu iki tarih arasında yılları aşan fark olduğunu kaydetti.
Rejimin öldürdüğü kişilerin bir kısmının 2015-2017 arasında nüfusa kaydının yapılmış olabileceğini aktaran Abdulgani, "Aileler öldürülen yakınlarının nüfustan kaydının düşüldüğünü bilmiyor olabilir. Rejimin amacı bu acıyı sürdürmek ve insanlara var olmayan, gerçek olmayan bir umut vermek." diye konuştu.
Suriye'de onlarca toplu mezar var
Suriye'de henüz ortaya çıkarılamamış çok sayıda toplu mezar olduğunu söyleyen Abdulgani, "Çok az sayıda toplu mezar ortaya çıktı, büyük toplu mezarlardan da bahsediliyor." ifadelerini kullandı.
"Suriye'de onlarca toplu mezar var. Bu cesetlerin çıkarılması, onlardan örnekler alınması ve zorla kaybedilenlerin örnekleriyle eşleştirilmesi karmaşık bir süreç." diyen Abdulgani, ancak cenazelerin kimliği tespit edildiğinde zorla kaybedilenlerin akıbetlerinin belirlenebileceğini dile getirdi.
Abdulgani, ailelerin kayıp olan yakınlarının akıbetini öğrenmek istemesinin en doğal hakları olduğunu ancak kimsenin de aileleri kandırıp boş umutlar vermemesi gerektiğini kaydetti.
"Gizli hapishaneler ve yer altı hapishaneleri hakkında çok sayıda söylenti yayıldı ve insanlar bu konulara bağlandı ve bunların bazıları gerçekte var olmayan efsaneler." diyen Abdulgani, kayıp yakınlarına boş umutlar verilmemesi gerektiğini söyledi.
Abdulgani, rejim hapishanelerinin hepsinin 8-9 Aralık'tan sonra açıldığını, bu hapishanelerde kimsenin kalmadığını ve gizli hapishanelerin olmadığını sözlerine ekledi.