• DOLAR 32.558
  • EURO 34.984
  • ALTIN 2422.833
  • ...
Mevlana’nın Aşkı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Emin Özmen                             Doğruhabe / Araştırma
Konuya giriş yapmadan önce Avrupalıların kullandığı hümanizm ile Mevlana’daki insan sevgisinin aynı şey olmadığını, hümanizmin bütün çözümleri insanda gördüğünü, insanı merkeze aldığını, oysa Müslümanın bütün çözümlerin kaynağını Allah’ta gördüğünü, dolayısıyla Mevlana’nın hümanist olmadığını belirtmekte fayda vardır.

İLAHİ AŞK

Mevlana’da insan sevgisi aşka dayalıdır. Çünkü hadiste belirtilen “Eğer sen olmasaydın, varlığı yaratmayacaktım” hususu bize aslında kâinatın temelinde aşk olduğunu gösterir. Bütün tarikatlarda esas hedeflenen insan-ı kâmil denilen şahsiyetin aşkı bulan ve yaşayan kişi olduğunu söyleyebiliriz.

MEVLANA’DA SEVGİ, SAYGI VE HOŞGÖRÜ

İsterseniz bu konularda Mevlana’nın yaşadığı dönemlerden örnekler sunup bu örnekler üzerinden verilmesi gereken mesajları verelim. Mevlana ailesinin menkıbelerini anlatan Ahmet Eflaki’nin Menakıb’ul-Ârifin (Ariflerin Menkıbeleri) adlı eserinden aldığımız şu örnekler konumuz açısından ilgi çekicidir:

“Bir defa Mevlana kaplıcaya gitmişti. Arkadaşlar Mevlana’dan evvel giderek hamamı yıkayıp buhurladılar, bütün müşterileri çıkardılar, tekrar dönüp Mevlana’yı karşılamaya gittiler. Mevlana gelinceye kadar hamam bütün cüzamlılar ve diğer hastalıklara tutulanlarla yine doldu. Arkadaşlar onları inciterek sudan uzaklaştırdılar. (Bunu gören) Mevlana hiddetle arkadaşlara bağırdı ve soyunarak suya girdi, bu hastaların yanına giderek onların yıkandığı sudan kendisi de üzerine dökündü. Orada hazır bulunanların hepsi onun bu yüksek ahlakından ve herkese şamil olan kereminden şaşakaldılar.” (Ahmet Eflaki, Menakıbül Ârifin, çev. Tahsin Yazıcı, Şark İslam Klasikleri, Cilt I, s.372)

Yine nakledilmiştir ki: Mevlana bir gün halvetinde namaza gark olmuştu. Biri içeri girdi, “Fakirim ve hiçbir şeyim de yoktur” dedi. Sonra Mevlana’yı istiğrakta görünce mübarek ayağının altından halıyı çekti ve alıp gitti. Hoca Mecdeddin-i Meragi bu durumu öğrenir öğrenmez o şahsı aramak üzere bir kuş gibi dışarı çıktı, onu Tiz Pazarı’nda halıyı satarken gördü. Mecdeddin o fakire eziyet ede ede onu Mevlana’nın huzuruna getirdi. Mevlana “İhtiyacından ötürü bunu yapmıştır, ayıp değildir. Onu mazur gör. Ondan bu halıyı satın almak lazımdır” buyurdu. (a.g.e. s.405-406)

Şeyh Nefiseddin-i Sivasi rivayet etti ki: Mevlana bir gün bana “İki dirhemlik iyi h
otab (o zaman yapılan yöresel börek çeşidi) al getir” buyurdu. O zaman bir sini (tepsisi) hotabı bir dirheme veriyorlardı. Derhal hotabı aldım, o da benim elimden aldı ve bir mendile koyup gitti. Ben yavaş yavaş onun peşinden gittim. Nihayet o bir harabeye girdi. Orada dişi bir köpeğin yavrulamış olduğunu gördüm. Mevlana hotabın hepsini köpeğe verdi. Ben Mevlana’nın bu şefkat ve merhametinden dolayı şaşakalmıştım. Mevlana “Yedi gün yedi gecedir ki bu zavallı köpek bir şey yememiştir. Yavruları yüzünden de buradan ayrılamıyor” dedi.
 

BATILILARIN MEVLANA AŞKI VE BİR TEHLİKE
 
Yukarıda anlatılan hadiseler aslında İslam’ın
 özünde bulunan tavırlardır. Mevlana bunları dile getirerek Müslümanlardaki yüksek aşkı aksettirmiştir. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü vardır. Batılılar Mevlana’ya sarılarak onun bu yüksek insan sevgi ve saygısından kendilerince istifade etmeye çalışıyorlar. Bugün Batılıların en çok ziyaret ettiği türbelerden biridir Mevlana türbesi. Onlara göre Mevlana gibi düşünenler (tabi Mevlana felsefesini yanlış yorumlayarak) ideal Müslümanlardır. Çünkü herkesi seven, herkese saygılı ve sınırsız bir hoşgörü ile Müslümanlar, kâfirleri bile sevebilirler. Hâlbuki Kur’an bu hususta bizi şu şekilde uyarıyor: “Muhammed, Allah’ın elçisidir. Onunla birlikte olanlar da inkârcılara karşı şiddetli kendi aralarında merhametlidirler.(Fetih: 29)

Nitekim Mevlana da kendisinin bu tür yanlış anlaşılmalarına karşı şu beyit ile meramını açıkça dile getirmiştir:

Men bende-i Kur’anem eger can darem
(Ben yaşadıkça Kur’an’ın kölesiyim)

Men hâk-i reh-i Muhammed muhtarem
(Ben, Hz. Muhammed Mustafa’nın yolunun tozuyum)

Eger nakl kuned cüz in kes ez güftarem
(Biri benden bundan başkasını naklederse)

Bizarem ez u vez an suhen bizarem
(Ondan da şikâyetçiyim, o sözden de şikâyetçiyim)
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir