• DOLAR 32.59
  • EURO 35.042
  • ALTIN 2429.944
  • ...
`Kerbela ve Aşura, ümmeti birleştirici ve ümit vericidir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ŞANLIURFA - Muharrem ayının onuncu gününde yaşanan hadiselerle ve Kerbela olayıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Cemal Çınar Hoca, Kerbela`da yaşanan elim olayın ümmeti parçalamaktan çok birleştirmesi gerektiğini vurguladı. Çınar, "Biz Müslümanların hakta birleşmemizi sağlayan Kerbela`daki en büyük ve hüzünlü olayı, ümmetin fırkalara ayrıştırma sebebi kılan her iş ve eylemin Hz. Hüseyin`in kıyamı ile kesinlikle çeliştiğine inanıyorum" dedi.

Kerbela ve Aşura`nın birleştirici olması gerektiğini belirten Çınar, "Kerbela ve Aşura, ümmeti birleştirici, umut bağlayıcı ve özellikle Müslüman halkın yönetiminin başında mutlaka ama mutlaka Müslüman, muvahhit ve takva sahiplerinin olması için tüm gücümüzle çalışmamızın bize farz olduğunu bir daha hatırlatan en büyük etken ve imkan olarak değerlendirmemizi sağlamalıdır" ifadelerini kullandı.

Zaman ve mekanın tamamının Allah`ın kullarına verdiği nimetler olduğuna dikkat çeken Çınar, "Ancak bazı zaman ve mekanlar, içinde barındırdıkları hadiseler sebebiyle diğerlerinden apayrı bir mana ifade eder. Yeryüzünün en büyük olayı tevhit hadisesidir. Bu tevhit olayının başındaki eğitmenler Peygamberlerdir. Bu tevhit öğreticilerin hayatla ilgili vazifeleri iki kısma ayrılır: Birincisi, Allah`tan aldıkları emirlerdir. İkincisi, Allah`ın yasaklarıdır. Her ikisinin de mahiyeti Allah tarafından belirlenmiştir. Emirler yerine getirildiğinde kula mükafat, yasaklar çiğnendiğinde kula ikablar gösterilmiştir. Peygamberler Allah`ın emirlerini yerine getirir ve getirtirler. Şeytanlar Allah`ın düşmanı oldukları için Allah`ın yasaklarını çiğner ve çiğnetirler. Peygamberler ve onlara tabi olanlar Allah`ın rızasını ya bizzat ibadet etmek ya şeytan ve dostlarına karşı mücadele etmek ya da Allah`tan tevbe ve istiğfar ederek elde etmişlerdir" şeklinde konuştu.

Aşura günüde birçok olayın meydana geldiğini vurgulayan Çınar, "Bu bağlamda meydana gelen Aşura olaylarına baktığımızda: Hz. Adem`in tevbesi Aşura günü kabul edilmiş, Hz. Nuh`un gemisi Aşura günü sahili selamete ulaşmış, Hz. İbrahim Aşura günü ateşten kurtulmuş, Hz. Musa Aşura günü Firavun`un zulmünden denizin yarılması ile kurtulmuş, Hz. İsa Aşura günü doğmuştur" dedi.

Aşura gözü ile günün olaylarını değerlendirmek

Aşura ile Kerbela arasındaki ilişkinin farklı bir boyut kazandığına vurgu yapan Çınar, "Bir de İmam Hüseyin, Aşura günü Kerbela`da şehit edilmiştir. Peygamber torunun şehadetini ayrı tutarsak, diğerlerinde hep Müslümanların sevindikleri olaylar olmuşken, İmam Hüseyin`in şehadeti ise, ümmetin ciğerini parçalayıcı bir menfur olay olarak kayıtlara geçmiştir. Demek ki Hz. Muhammed`in (s.a.v) ümmetinin kurtuluşu şehadetledirDemek ki, Kerbela ile Aşura arasında böyle bir bağlantı vardır. Bu bağlamda Suriye, Mısır, Filistin, Arakan, Bangladeş ve yeryüzünde İslam`a ve Müslümanlara tahammül etmeyen güçlerin attıkları iftira ve saldırılar, ümmetin kendine gelip, şehitler vermeye başlaması ile doğrudan alakalıdır" ifadelerini kullandı.

"Kerbela ve Aşura`da toplum yönetimi ön plandadır"

Cemal Çınar Hoca son alarak şunları söyledi: "Kerbela olayında dikkatimi çeken hususlardan biri de şudur; Kerbela`da İmam Hüseyin toplum yönetiminin ehil olmayan ellere geçmesine karşı kıyam etmişse, bize de bunu örnek göstermiştir. Dikkat edin, Emevi hanedanının dini İslam. Askerleri Müslüman ve İslam hukukunu tamamen yürürlükten kaldırmamışlardır. Ancak İmam Hüseyin, İslam toplumunun yöneticisi Müslüman karakterli biri değil de nefisperest, makam ve şöhret peşinde olan biri olduğunda, ona karşı kıyamın farz olduğunu ispat etmek için canını feda etmiştir. Bundan rahatlıkla şu sonuca varmamız mümkündür: İslam`da toplum yönetiminin Müslümanlar için ne kadar önemli olduğu hususudur. Zaten Yezit yönetimiyle beraber Müslüman alimler ve takva sahiplerinin toplum yönetiminden uzaklaştırılmış olduğunu görüyoruz. Öyleyse Müslüman halkın yönetiminde Müslüman şahsiyetlerin olmasının Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. İslami düşünce sahibi olmayanların nezdinde de Müslümanların yönetime talip olmaları büyük bir kayıp olarak görülür. Müslümanların yönetime gelmemesi için her türlü iftira ve karalamalara başvurup, bastırmak isterler. Mısır`daki İhvan ile ülkemizde vuku bulan tüm İslami engellemeleri bu bağlamda değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum"(Mehmet Can Yardımcı-İLKHA)

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir