Duruşmayı değerlendiren Emkasu, "Mursi`nin, Allah vergisi olduğunu düşündüğüm o dik duruşu, kendisine olan tam ve sarsılmaz güveni, Mübarek`le taban taban zıt görüntüsü, demir kafes içinde yoldaşlarına imamlık etmesi ve Bilteci`yi, kızı Esma`nın cennette olduğunu söyleyerek teselli etmesi, Mısır halkının ona olan hayranlığı artırmıştır" ifadesini kullandı.

Emkasu, bazı medya mensuplarının, Mursi`yi takındığı tavrı ısrarla sürdürmesi nedeniyle "Arapların Mandela`sı" olarak tanımladıklarına dikkati çekti.

"Darbecilerin" zaman kazanmaya çalıştıklarını, kısa sürede her şeyin normale döneceği düşüncesinde olduklarını ancak Mısır halkının sergilediği direnişin, "darbecilerin" planlarını suya düşürdüğünü söyleyen Emkasu, "Darbeye destek veren ülkeler de bu yolla hedeflerine ulaşılamayacağının farkına varmaya başladı" değerlendirmesinde bulundu.

Emkasu, demokratik ve şeffaf bir seçimle yönetime getirildiği uluslararası kuruluşlar tarafından onaylanan, askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmasına rağmen kendisini hala ülkenin cumhurbaşkanı olarak tanımlayan Mursi`nin, sıradan bir mahkemede yargılanmasının ne anayasa ne de uluslararası normlar açısından kabul edilebilir bir yanının bulunmadığını ifade etti.

Mursi`nin itham edildiği, Cumhurbaşkanlığı Sarayı önündeki olaylarda öldürülen 12 kişiden 10`unun Müslüman Kardeşler Teşkilatına (İhvan) mensup olduğunu ve bu nedenle "halkını öldürdü" suçlamalarının gerçeği yansıtmadığını kaydeden Emkasu, söz konusu suçlamaları yönelten Başsavcı Hişam Berekat`ın, "meşru olmayan bir yönetim tarafından meşru olmayan bir şekilde" göreve getirildiğini savundu.

Emkasu, konuşmasının sonunda, darbeci yönetimin meşruiyetini tanımıyan Türk hükümetine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a teşekkür etti.