• DOLAR 32.561
  • EURO 34.945
  • ALTIN 2431.638
  • ...
28 Şubat davasının 30. duruşması sona erdi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
 Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Çetinkaya, 28 Şubat döneminde Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekat Dairesinde görev yaptığını, o dönemde binbaşı olduğunu ve emrinde kimsenin bulunmadığını belirtti.

Çalıştığı dairenin, yurt içinde terör örgütü PKK`ya, yurt dışında ise Yunanistan ve Rum Kesimine karşı psikolojik harekat yürüttüğünü ifade eden Çetinkaya, bu kapsamda, PKK`nın yasa dışı yayın organlarının takip edildiğini, Yunanistan ve Rum kesiminin faaliyetlerine karşı çalışmalar yapıldığını kaydetti.

Verilen emir doğrultusunda, kurmay başkanı olmadığı halde 1997`nin Nisan ayı ortalarından itibaren BÇG`de görev aldığını kaydeden Çetinkaya, "BÇG`de bana verilen görev, günlük olarak yazılı basında çıkan gazete ve dergelerdeki, TSK`ya yönelik yazı ve yayınları belirleyerek tespit etmekti. Bu işi yaptıktan sonra asli görevime dönüyordum. BÇG`nin bunun dışındaki hiçbir faaliyetine katılmadım" diye konuştu.

"Madalyayla ödüllendirildik"
BÇG`deki faaliyetleri nedeniyle takdir belgesi almadığını belirten Çetinkaya, şunları kaydetti:
"BÇG`de, verilen emir gereği toplam 10-15 gün ve 40-45 dakika görev aldım, ancak proje subayı değildim. Ben BÇG`ye katılmadım desem, beni kim yalanlayacaktı?

BÇG`de 10-15 gün kaldıktan sonra, yeni bir emirle `Çekiç 97` sınır ötesi harekatında görevlendirildiğim için ayrıldım. Görev dönüşü harekattaki başarılı çalışmalarımız nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı tarafından üstün cesaret ve feragat madalyasıyla ödüllendirildik. Harekattan dönünce, 15 Haziran-10 Temmuz arasında senelik izne ayrıldım. Doğru söylediğim için suçlu oldum. Söylediğim doğrular beni Sincan Cezaevine götürdü."

"Belgelerde ismim yok"
Kendisiyle aynı konumda bulunan sanıkların tahliye edildiğini ileri süren Çetinkaya, BÇG personel listesinde, telefon rehberinde ve iş bölümü konulu belgede isminin yer almadığını bildirdi.

Savcılık ifadesinin tutanaklara yanlış geçirildiğini, "suçlamaları kabul etmiş gibi" gösterildiğini iddia eden Çetinkaya, yorgunluk ve şaşkınlık içinde verdiği ifadeleri etmediğini söyledi.

Demokrasiye saygılı olduğunu vurgulayan Çetinkaya, tahliyesini ve beraatini istedi.

Çapraz sorgu
Savunmasını tamamlamasının ardından Çetinkaya`nın çapraz sorgusuna geçildi.

Üye Hakim Hakan Oruç`un, "Size BÇG`nin faaliyetleriyle ilgili bilgi verildiği mi?" sorusuna Çetinkaya, "Oraya gittiğimizde bize gazete okuma görevi verildi. Daha sonrasını görmedim. Ben o zaman güneydoğudaydım" cevabını verdi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, "dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile ilgili kampanya kontrol formu konulu gizli belgenin Genelkurmay Başkanlığının hangi biriminde hazırlandığını bilip bilmediğini" sordu.

Çetinkaya, "Bilgim yok. Bir kampanya kontrol formu var ama ben hazırlamadım. Benim dosyaya nasıl girmiş ona feryat ediyorum. Bunun nerede hazırlandığını bilmiyorum. Ben böyle bir şey yazmadım" cevabını verdi.

"İmamlar bilgilendirildi"
Söz alan sanık Oğuz Kalelioğlu, Çetinkaya`nın emrinde proje subayı olarak çalıştığını hatırlatarak, kendisine herhangi bir emir verip vermediğini, rapor topladığı konularında bilgisinin olup olmadığı sordu.

Çetinkaya, şu yanıtı verdi:
"Bana savcılıkta gösterilen belgelerde isim ve tarih olmadığı için `Böyle bir şeyden harekat başkanının haberi olur` dedim. Daha sonra tarihleri görünce bunu ifademde düzelttim. Hiçbir zaman `Daire başkanım bunu söyledi` demedim. Güneydoğu`dan bir yerden elimize bir görüntü geçti. Orada namaz kılanların uygunsuz şekilde şakalaştığı şeyler vardı. Kalelioğlu`nun Diyanet`le ilişkileri vardı. Daire başkanı oraya gidecek olan imamları bununla ilgili bilgilendirmiştir."

Avukat Enis Günay`ın "Vaazların verilmesiyle ilgili bir koordineniz oldu mu, sizin etkiniz nedir?" sorusuna ise Çetinkaya, "Güneydoğuya gidecek imamlara bu konuyu nasıl aşacaklarıyla ilgili bilgilendirme yapıldığını biliyorum" cevabını verdi.

"Müvekkilimin bilmesi mümkün değil"

Çetinkaya`nın avukatı Müşteba Aydın da "Atılı suçların olduğu dönemde müvekkilim binbaşı rütbesinde olduğu için suçlamalar hayatın doğal akışına aykırıdır. Kendisi BÇG`de kısa bir görev yapmıştır. BÇG`nin ne yaptığını da binbaşı rütbesinde olan müvekkilimin bilmesi mümkün değildir. Müvekkilimin tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum" dedi.

Duruşmaya yarın saat 10.00`da devam edilecek.

Bu haberler de ilginizi çekebilir