• DOLAR 32.384
  • EURO 35.072
  • ALTIN 2326.267
  • ...
ALLAH’A Adanmanın Adı: Hicret
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Rabbine kulluk için yaratılan insanın kulluğu zaman zaman bazı imtihanlardan geçirilir. Kimi zaman canıyla kimi zaman malıyla ve kimi zaman da zalim ve diktatör yöneticiler tarafından hakikati öğrenme, düşünme ve yaşaması engellenmek suretiyle imanındaki samimiyeti imtihan edilir.

“Biz kendilerinden öncekileri denemişken insanlar, denenmeden ‘inandık’ demekle bırakılacaklarını mı sanırlar? Elbette, Allah doğruları da yalancıları da bilecektir” (Ankebut: 2-3) ve “Kim çaba gösterirse, ancak kendisi için çaba göstermiş olur. Allah kimseye muhtaç değildir” (Ankebut: 6) ayeti kerimeleriyle Yüce Allah, imtihan gerçeğini ve bu imtihanı kazanmak için uğraşmanın insanın kendi faydasına olacağını bildirir.

Kişinin karşılaşacağı belki de en büyük imtihan, Rabbine kulluğunu engelleyen zalim grup ve yöneticilerle karşılaşmasıdır. Hakikati öğrenme ve yaşama hürriyetinden mahrum kalan insan, bu ortamı terk edip kulluğunu yapabileceği yerlere gitmekle sorumludur. Kişinin yurdunu, kurulu düzenini terke mecbur olması en büyük imtihandır. Hiç bir çaba göstermeden, mücadele edip çıkış yolu bulmaya çalışmadan direk olarak baskı ve engellemelere boyun eğmek kişiyi sorumluluktan kurtarmaz.

Bu gerçeği şu ayet-i kerime ile açıklar Yüce Allah;“Melekler kendilerine haksızlık edenlerin canlarını alacakları zaman onlara ‘Ne yapardınız?’ deyince, ‘Biz yeryüzünde güçsüz düşürülmüş kimselerdik’ diyecekler. Melekler de onlara, ‘Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi? Orada göç etseydiniz ya!’ diyecekler. İşte bunların varacağı yer cehennemdir. Orası gidilecek ne kötü yerdir! Ne var ki hiçbir çareye gücü yetmeyen ve bir yol da bulamayan, hor görülen erkekler, kadınlar ve çocuklar bunun dışındadır. İşte bunları Allah’ın affetmesi umulur. Allah affedendir, bağışlayandır.” (Nisa: 97-99)

Hicret, hangi devirde olursa olsun meşakkatli bir iştir. Kendini Rabbine adayan kişilerin verebileceği bir karardır. O vakte kadar yaşadığı tüm hayatını, malını, mülkünü, kimi zaman ailesini dahi sırf Rabbine kulluk edebilmek için terk etmek kuvvetli iman ister. Hicretin sonunun felah olacağını Yüce Rabbimiz şöyle müjdeliyor:

“Kim Allah yolunda göç ederse, yeryüzünde gidecek çok yer ve bolluk bulur. Kim Allah’a ve elçisine göç etmek üzere evinden çıkar ve sonra ölüm ona gelirse onu ödüllendirmek Allah’a düşer. Allah, çok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (Nisa: 100)

Hicret, özel manada nasıl ki Rabbine kulluğu engellenen kişinin ibadetlerinin engellenmeyeceği bir yere göç etmesi ise genel manada da Allah’ın yasak ettiği şeyleri O’nun rızası için terk etmek de hicrettir. Niyet, Rabbine kalp huzuruyla ibadet etmek olunca bu huzurunu kaçıracak şeylerin ortamından başka ortama gitmek de haliyle hicrettir.

Böyle büyük bir öneme sahip olan hicret, Hz. Ömer’in halifeliği zamanında Müslümanlar için milat kabul edilmiştir. Biz Müslümanlar için zaman o yıldan itibaren başlamış sayıldı.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir