• DOLAR 32.553
  • EURO 34.884
  • ALTIN 2436.837
  • ...
Kurtulmuş: `Süreci kim baltalarsa cezalandırılır`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kent Ekonomileri Forumu Toplantısı için Diyarbakır`a gelen Kurtulmuş, Lüluz Otel`de sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle yaptığı toplantının ardından, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Çözüm süreci bir günde oluşmuş bir mesele değildir"

"Türkiye, 28 yıldır devam eden bir terör sorunuyla karşı karşıyaydı" diyen Kurtulmuş, "Gencecik insanlar öldü. Türkiye`nin yaklaşık 1,2 trilyon dolar terör dolayısıyla mali gücü kayboldu. Silahlara para yatırıldı, ekonomik kalkınması geri kaldı, birçok faktörü üst üste koyduğumuz zaman çok büyük bir maliyetle Türkiye karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla bütün milletimiz bu meseleden bir an önce kurtulmak istiyordu" dedi.

Çözüm sürecinin iyi hazırlanmış bir süreç olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Çözüm süreci bir günde oluşmuş bir mesele değildir. Uzun yıllar süren birikimin sonucudur. İyi hazırlanmış bir süreçtir. Bu süreçte adımlar atılıyor ve mesafe alınıyor. Bu süreci baltalamak isteyenler olacak, geri bıraktırmak isteyenler olacak, yeniden silahların konuşmasından yana olanlar olacak. Türkiye`de kaos çıkarmak isteyenler olacak. Bütün bunları biliyoruz. Bunlara hazırlıklı olarak, adımlarımızı atıyoruz. Ümit ve temenni ediyoruz ki şuanda ortada var olan silahları bırakma iradesi, silahları ilanihaye gömme iradesi şeklinde tecelli eder ve o zaman da bu adım atıldıktan sonra tabi ki Türkiye`de AK Parti hükümeti de bu siyasi iradenin tarafı olarak üzerine düşen adımları daha hızlı bir şekilde atmayı sürdürür."

"Devletin bir zihniyet sorunu vardı"

Geçmişte, Türkiye`de vatandaşının her türlü farklılığından korkan, çekinen, farklılıkları bir ötekileştirme vasıtası olarak gören bir devlet anlayışının olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Türkiye eğer terörle uğraşmasaydı dahi bu demokratikleşme paketi ortaya çıkacaktı. Çünkü biliyoruz ki devletin bir zihniyet sorunu vardı. Vatandaşının her türlü farklılığından korkan, çekinen, farklılıkları bir ötekileştirme vasıtası olarak gören bir devlet anlayışı vardı. Başörtülü vatandaşlarımızın, gencecik kızlarımızın başörtüsünden korkar, gayrimüslim vatandaşımızın kimliğinden korkar, Alevi vatandaşımızın kimliğinden korkar, Kürdün etnik kimliğinden korkar, çocuğuna istediği şekilde isim vermesinden rahatsılık duyar. Dinlediği müzikten rahatsızlık duyar. Atalarının, babalarının söylediği şehirlerin, köylerin isimlerinin orjinal halinde durmasından rahatsızlık duyan bir devlet anlayışı vardı. Öncelikle burada zihniyet değişiyor" diye konuştu.

Demokratikleşme paketinin ilk olmadığı gibi son paket de olmayacağını ifade eden Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Şartlar değiştikçe Türkiye`nin ihtiyacı artıkça, geliştikçe, şu anda var olan talepler de daha olgunlaştıkça, daha ileri adımlar atılacaktır. Bu ülke, bir daha o eski, kirli, karanlık, pasaklı, o korku dolu labirentlerine geri dönmeyecektir. Darbelerin, ret, inkar, asimilasyon politikalarının, adam öldürmelerin, işkencelerin, faili meçhul cinayetlerin, siyasi parti kapatmalarının, insanların hak ve onurlarını zedelemelerin devlet eliyle sürdürüldüğü, uygulandığı bir Türkiye artık olmayacaktır. Demokratikleşme paketindeki esas ana fikir budur. Yönümüz yeni Türkiye`nin inşası istikametindedir. Milletin yönü bu istikamette olduğu için biz de o istikamette yürüyoruz. İlerde inşallah çok yakın süreçlerde geri kalan adımlar da atılacaktır. Öyle zannediyorum ki tasarladığımızdan daha kısa bir sürede bu paketteki adımlar atılacak sonra yeni adımlar nelerdir diye çalışacağız."

"Sürece destek doğuda yüzde 90`ların üstündedir"

"Bu millet yakalamış olduğu bu barış fırsatını geri bırakmak istemiyor" diyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu sürecin garantisi halkın kendisidir. Çünkü talep halktan gelmektedir. Sürece destek doğuda yüzde 90`ların üstündedir. Dolayısıyla bu kadar büyük bir halk desteği olan bir konuda kim oyun bozanlık yaparsa, kim bu sürecin akamete uğraması için herhangi bir eylem içerisinde olursa millet bunu görür, süreci baltalamaya çalışanlara millet mani olur. Dolayısıyla bu millet yakalamış olduğu bu barış fırsatını geri bırakmak istemiyor. Bu sürece mani olanlar olabilir, genel iradenin de elinde silah olan grupların örgüt böyle bir iradeye sonuna kadar sahip olacağını düşünüyorum. Doğru olan budur. Örgütte şunu görüyor ki halk var, nihayetinde bir örgüt uğruna mücadele ettiğini iddia ettiği bir halk varsa o halkın talepleri dışında davranamaz. O halk da barış talep ediyor. İnsanlar çocuklarını bir daha kaybetmek istemiyor. Eksikler olabilir, bunlar tamamlanabilir, daha ileri adımlar atılabilir. Ama sürece herkesin olumlu katkı sunması lazım. Kim süreci baltalar ise halk tarafından görülür ve cezalandırılır."

"Bölgeye yatırımlar artacaktır"

Yıllarca insanların bu bölgeye terör ve antidemokratik hava nedeniyle gelmek istemediğini hatırlatan Kurtulmuş, "Sermaye ürküyordu. Çünkü rahat edeceği yerde yatırım yapmak ister. Çözüm süreciyle ortam ne kadar barışçıl hale dönerse o kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nin yatırım çekeceğini biliyoruz. Yabancı yatırımcıların da bu bölgelere yatırım yapmak için hareketlendiğini görüyoruz. Ümit ediyorum ki çok kısa bir süre içerisinde beklediğimizin üstünde bir yatırımın bu bölgeye geleceğine inanıyoruz. Bu ortamın sürdürülür olduğu görülünce Allah`ın izniyle Organize Sanayi Bölgeleri dolacak, yeni teşviklere belki ihtiyaç olacak, belki birçok yerde çok büyük tarihi ekonomik adımlar atılacaktır" dedi.

Terörle mücadeleye harcanan maliyetin azalmasıyla o payın eğitim ve sağlığa ayrıldığını sözlerine ekleyen Kurtulmuş, "Mesela 2014 yılı bütçesinden en çok pay alan kurumumuz Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığıdır. Dolayısıyla bu süreç kendiliğinden gelişiyor. Türkiye, terörle mücadeleye ayırdığı kaynağı azalttıkça, ekonomik ve sosyal kalkınmasına daha fazla pay ayırıyor" diye konuştu.

Yerel seçimler

Diyarbakır`ın Türkiye`de en çok kamu yatırımı alan 5`nci il olduğunu anlatan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin büyük bir kısmının son 11 yıl içerisinde akla hayale gelmeyecek yatırımlar aldığını söyledi.

Çözüm sürecinin devam etmesinin, halkın geleceğe dair ümitlerini yeşerttiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bölgede havaalanlarından, duble yollara, şehir hastanelerine, organize sanayi bölgelerine ve yatırım paketlerine kadar yatırımlar yapıldı. Bunu artık insaf sahibi herkes görüyor. Bu bölgede yaşayan yurttaşlarımız geçmişle kıyaslandığı zaman görüyor ve anlıyorlar ki son yıllarda çevrelerinde büyük yatırımlar yapılmıştır. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim doğu insanımızın en temel özelliklerinden biri de vefakar olmasıdır. Kendisine hizmet eden, destek vereni görür, bilir. Ona güvendiğimizi ifade etmek isterim. Bu çözüm ortamının devam etmesi, halkımızın geleceğe dair ümitlerini yeşertiyor. Yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında bu bölgedeki 23 ilimiz için söylüyorum; ortalama halkın yüzde 75`i AK Parti hükümetini çok başarılı buluyor. Bu oran bazı yerlerde yüzde 80`e çıkıyor. Oyunu başka partilere vermiş olsa bile hükümeti çok başarılı buluyor. Ben bu bölgede AK Parti oylarının çok ciddi bir şekilde yükseleceğine inanıyorum. Bu yerel seçimlerde en önemli politik aktör olarak da AK Parti`nin ortada olacağını düşünüyorum. Biz her ilde, ilçede en çok oyu hangi adayla alabiliriz, onun çalışmasını yapıyoruz. Ümit ediyorum ki bölge halkı yapılan bu hizmetlerin karşılığını önümüzdeki yerel seçimlerde verecektir."

Hakan Fidan ile ilgili iddialar

Kurtulmuş, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili iddialar üzerine de şunları kaydetti:

"Türkiye, öyle iki tane köşe yazarının oturduğu yerden köşesinden yazı yazarak ayar çekebileceği bir ülke değildir. Bir kere herkes haddini ve yerini bilsin. Dünyanın en çok satan veya prestijli gazetesi olabilir. Herkes aklını başına alsın. Sayın Fidan ile ilgili gelişmeler de yeni değil. Bilindiği gibi Oslo süreciyle başlayan bir husustur. Demek ki birileri rahatsızlık duyuyor. İstihbarat teşkilatının son yıllarda hem Türkiye hem de bölgede oynadığı rolden rahatsızlık duyanlar var demektir. Bölgemizde ve dünyada kaos yanlısı bir takım çevreler var. Türkiye`de de kaos çıkarmak isteyen çevreler var. Barış yanlısı olan çevreler de var. Kaos çıkarmak isteyenler Hakan Fidan üzerinden Türkiye`yi bloke etmeye, hükümetine ayar vermeye gayret ediyorlar. Türkiye`de bu olayı bahane ederek `acaba bir kriz çıkabilir mi, kaos ortaya çıkabilir mi` bunları hazırlamaya çalışıyorlar. Kimse bunlarla uğraşmasın. Türkiye sıradan bir ülke değildir."

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir