Allah bir yandan insan beynini öğrenmek üzere yaratıyor ve bir yandan beynin ilimle beslendiğini bildiği için kâinat kitabını yaratıyor ve Kur’an’ı gönderiyor ve “Seni yaratan Rabb’inin adıyla oku!” buyuruyor, bir yandan da okuma ve öğrenmeyi ödüllendiriyor. Sadece insan beyni okumaya, öğrenmeye, ilmi geliştirmeye müsaittir.

 

Kafatasımızın içinde dana beyni olsaydı, otlağa koşardık. Kedi beyni verilseydi bize, ciğercinin önünde nöbet tutardık. Göz görmek, ayak yürümek, dil konuşmak için yaratıldığı gibi beyin de öğrenmek için yaratılmıştır. Öğrenen beyin mutlu olur. Bu sebeple 2-3 yaşından itibaren çocuklar soru makinesine dönüşür. Meraklı yaratılmışlardır. Öğrenmek ve mutlu olmak isterler.

 

 

Onlarda öğrenme merakı doğuştan var, o merakı yok etmeyin yeter. Ayrıca motive etmenize ihtiyaç yoktur.
İlim adamları, insanların en çok çocuklarla birlikte iken mutlu olduğunu keşfetti. Ev, araba, vs. alarak mutlu olacağını zanneden ailelere şu tavsiye edilebilir: Çocuklarıyla yeterince meşgul olmaları, onlara Allah’ı, Sevgili Peygamberimiz’i, İslam’ı ve her türlü

 

 

 

 

Kendilerini ve çocuklarını mutlu edecek olan çocuk eğitimine önem vermelidirler. Doğru eğitim metotlarını öğrenerek okullardaki öğretmenlerle işbirliği yaparak çocuklarını geleceğe hazırlamalıdırlar. Eğitimi okula ve öğretmenlere devretmek yanlıştır.
Çocuk okulda en fazla 6-7 saat bulunur. Günün geriye kalan 17-18 saati evde ve ailenin sorumluğu altında geçer. Bu büyük

zaman dilimini etkili ve verimli bir şekilde değerlendirmek gerekir.

 

Geleneksel eğitim anlayışı yetersiz hâle geldi. Tv, bilgisayar, internet, cep telefonu ve karmaşık sosyal hayat, eğitimi öğrenilmesi gereken zorlu bir sanat hâline getirdi. Onun için eğitim sanatını uzmanlarından veya kitaplardan öğrenmeliyiz.
Çocuklarımız, biz öldükten sonra arkamızdan dua edecek ve amel defterimizi açık tutacak sevap hazinelerimizdir. Bu sebeple başta Peygamber Efendimiz (SAV) ve etkili öğretmenlerin öğretim metotlarını öğrenerek çocuklarımızın gönlünü ve beynini fethetmeliyiz.