• DOLAR 32.367
  • EURO 34.974
  • ALTIN 2325.305
  • ...
Gün, Doğruları Haykırma Günüdür
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hayatta karşılaşılan sorunlar, istisnasız her insanı mutluluğu bulma yoluna itiyor. Mutluluğu bulmak için gösterilen gayret, sarf edilen emekler ve harcanan zaman karşısında kimisi istenileni elde ediliyor, kimisi de verilen emeklerin karşılığında başarı yakalayamıyor.

Hayatımızı sürdürebilmemiz için yapacağımız işlerin nizam ve intizamı doğruluk iledir. Doğruluk; düşüncede, sözde, niyette, iradede, azimde, vefa ve amelde bizler için birinci esas olmalıdır. Doğruluk, Allah-u Tela`nın emrine ve koyduğu kurallara uymakla ve insanların haklarına riayet etmek iledir.

Hayatımızın her kademesinde karşılaşacağımız olaylarda ne olursa olsun doğruluğu düşünmeliyiz. Velev ki, bizler için zor bir seçenek olsa bile, tereddüt etmeden doğruyu seçmeli, doğruya taraf olmalıyız. Ayrıca doğru yerlerde, doğru zamanlarda, doğru insanlarla beraber olmalı ve eğer ki bir şeyler de yazacaksak doğru gazetelerde ve doğru sitelerde yazmalıyız.

Doğru yolda olan birinin hayatında olmaması gereken yalancılık, bizlerin hayatında da hiçbir zaman olmamalıdır. Münafıklığın belirtilerinden biri olan yalan konuşmak hayatımıza girdi mi, ondan kurtulmanın yollarını aramalıyız. Çünkü yalan; insanoğlunu hüsrana uğratıp, helak ettirir.

Yüce saltanatın yegâne sahibi Allah-u Teala kutsal kitabımız Kur`an-ı Kerim`de, çeşitli vesile ve sebeplerle insanları doğru düşünmeye, hakka inanmaya ve doğru anlayışı benimsemeye davet etmiştir. Bunlar bazen Peygamberlerin kıssalarıyla, bazen Peygamberlerin dilinden dualarla, bazen tehdit ve korkutmayla, bazen de müjdelemeyle olmuştur.

Rabbimiz; söz konusu ayetlerin kimisinde doğru olmanın gerekliliğine vurgu yapmış, kimi ayette doğru olmanın şartlarını izah etmiş, kimi yerde doğru olmanın kurtuluşa sebep olduğunu anlatmış, kimi yerde de zillet içerisinde ve yanlış yolda olanları hak yola gelip doğru olmaya davet etmiştir.

Doğruluğu kendine şiar edinmiş muttaki Müslümanlar gibi bizler de, bağışlayan ve esirgeyen şanı büyük Rabbimizin uyarı ve müjdelemelerine kulak verip kurtuluşa erenler zümresinden olmak için, doğruluğu hayatımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız. Hayatımızı sürdürdüğümüz zaman dosdoğru olmak için çaba ve emek sarf edersek; işte o zaman sonu hayırlı kullardan olabileceğiz inşallah.

Tevhit önderlerimiz, yolumuzu kaybettiğimizde yol göstericilerimiz, karanlıklar içerisinde aydınlatıcı meşalelerimiz, zemheri kışları baharlara çeviren nurdan hüzmelerimiz olan bütün Peygamberlerin en önemli vasıflarından biri dosdoğru olmalarıydı. O seçkin ve seçilmiş şahsiyetlere Peygamberlik görevi verilmeden önce de, hayatlarında yalan adına hiçbir şey yoktu, olamazdı da...

Diğer Peygamberlerde olduğu gibi, Gönlümüzün Sultanı Sevgili Peygamberimizin de en önemli özellikleri doğru ve güvenilir olmasıydı. Kalplerimizin nazenin süsü Resulullah Efendimize Peygamberlik görevi verilmeden önce, Mekke halkı kendisine `Muhammed-ül Emin` derlerdi. En kıymetli eşyalarını O`na emanet eder, her söylediğine tereddütsüz inanırlardı.

Gözümüzün nuru Sevgili Peygamberimize, "Emr olunduğun gibi dosdoğru ol" ayeti kerimesi indikten sonra, ayetin şiddetinden dolayı `Bu ayet beni ihtiyarlattı` sözüyle, doğru olmanın gerekliliğini ve önemini vurgulamıştır.

Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Efendimizin yolundan gitmek ve o kutlu davanın çizgilerinden şaşmamak için dosdoğru olmalı ve bunun için de elimizde olan bütün imkânları seferber etmeliyiz.

"Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" diye buyuran Mevla`mıza gerektiği gibi kul olmak için, dehşetli gün olan kıyamet gününde Rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)`in şefaatine mazhar olmak için, kendilerine gazap edilmiş ve sapmışlardan olmamak için, dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu olmak için, ahiret yurdunda cennet ehlinden olmak için, hüsrana uğrayanlardan olmamak, kurtuluşa erenlerden olmak için; bütün hal ve hareketlerimizi, yaşam ve yaşantımızı İslami kaide ve kurallara göre uyarlamalıyız. Bunları yaparken de daima, doğrularımızla örnek olmalıyız.

Yaşadığı 63 yıllık zaman süresince taraflı/tarafsız herkesin beğeni ve takdirini kazanan Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa`nın (s.a.v) yaşayışı, oturuşu, kalkışı, konuşması, insanlar ile olan ilişkisi, hayvanlara karşı merhameti ve daha sayabileceğimiz nice güzel hal, hareket ve davranışlarının hepsi, Allah-u Teala`nın emirleri doğrultusunda eksiksiz ve mükemmel bir şekilde yerine getirilmiştir.

Resul-i Ekrem Efendimizin güzide ashabı, Rabbimizin emirlerini yerine getirmede Peygamber Efendimizi takip etmiş, böylelikle insanlığa numune-i imtisal bir hayat bırakmışlardır.

Kalplerin sökülmez incisi Resulullah`ın hak yolunu sürdüren o kutlu ashabın yolunu takip eden Peygamber Sevdalıları da; sıradan olmadıklarının, sürdürmek istedikleri davanın çok büyük bir dava olduğunun, yüklendikleri misyonun ağır bir sorumluluk olduğunun farkına varmalıdırlar.

Yapılan çalışmaların, yerine getirilen görevlerin, alınması gereken sorumlulukların, düşünülen planların, konuşulan sözlerin, yani kısacası yazımızda belirtmeye çalıştığımız doğruluk dairesinde olan her şeyin bilinciyle hareket etmelidirler.

Ve insanlara ahlaklarıyla, güler yüzleriyle, ticaretleriyle, komşuluklarıyla, ikili ilişkileriyle örnek ve misal olmalıdırlar. Ayrıca içinde bulunduğumuz ayın Kutlu Doğum ayı olması dolayısıyla, etkinliklere davet edileceklere de konuşmalarıyla, hal, hareket, davranış ve giyimleriyle de örnek olmalıdırlar.

Bu sebepler Peygamber Sevdalılarına bir şans olmalı, ele geçen bir fırsat olarak kabul edilmeli, bir daha gelmeyecek gibi eksiksiz ve kusursuz olmaya çalışılmalıdır.

Gün, Peygamber Sevdalılarının meydanlara inip doğruluğu ve hakkı haykırma zamanıdır. Gün, Peygamber âşıklarının kutlu İslam davasını tebliğ etme zamanıdır. Gün, Peygamber gönüllülerinin Gönüller Sultanı Efendimizi anlama ve anlatma zamanıdır. Gün, Peygamberi sevdiğini söyleyenlerin imkânları zorlayıp, davaya faydalı olma zamanıdır.

Evet, değerli ve kıymetli Peygamber Âşıkları!

Her birimiz önce kendimizin, sonra yakınlarımızın, sonra da çevremizdekilerin yanlışlarını düzeltip, dosdoğru olması için çaba ve gayret sarf etmeliyiz. Çünkü eğer ki bizler kendimize Peygamber Sevdalısı diyorsak, Sevgili Peygamberimize yakışır bir hayat sürdürmeliyiz. O kutlu Nebi`nin yaşadığı gibi yaşamalı, doğru olduğu doğru olmalı ve örnek olduğu gibi bizlerde örnek olmalıyız.

Allah-u Teala biz Peygamber Âşıklarını tüm insanlara örnek olan muttaki Müslümanlardan eylemesi duasıyla...

Allah`a emanet olun.

Muhammet Şerif / Doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir