• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
SANSÜRÜ ÖZLEMİŞ; AMA HANGİSİNİ?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

“Can Dündar’ı nasıl bilirsiniz?” diye sormayacağım.

Gazeteci, yazar, belgesel yapımcısı, program sunucusu…

Son birkaç yıl öncesine kadar müthiş bir kariyer.

Sarı zeybek ve Mustafa ile Atatürk güzellemeleri yapan, Nazım Hikmet ve Deniz Gezmiş belgeselleri ile “sol”a mesajını veren romantik sesli gazeteci bugünlerde garip laflar ediyor.

12 Eylül sansürünü özlediğini söylüyor Can Dündar. Şimdi siz kalkıp “İşi abartma, Dündar bunu söylerken günümüzde daha ağır bir sansür olduğunu söylemeye çalışıyor” diyeceksiniz; ama isterseniz birazcık bekleyin.

Can Dündar’ın sözlerinin devamı var çünkü.

“Askerle güzel bir düzen vardı aramızda. Asker telefon ediyordu ve bunları koymayın diyordu, biz de koymuyorduk. O konular yokmuş gibi davranıyorduk ve herkes işini biliyordu. Şimdi ise, siz anlarsınız neyin yazılmayacağını deniyor. Böyle olunca da bazı gazete televizyon patronları da, her şeyi onun içine koyuyor. Neyin yasak olduğunu bilemiyorsunuz.”

Cem Uzan’ın 28 Şubat gazeteciliğiyle ilgili sözleri ile Can Dündar’ınkileri yan yana koyun.

Birbirini tamamlıyor, öyle değil mi?

Gelelim Cem Uzan’daki tepetaklak düşüşe…

Program teklifleri arasında seçim yapan, yapılacak olan program oğlunun banyo saatine denk geldiği için reddeden Can Dündar, şimdilerde çalışacak gazete bulamıyor.

12 Eylül sansürünü özlediğini söylüyor.

Aslında nerde yanlış yaptığını tam olarak anlayamadığı için böyle garip laflar ediyor.

Üniformaya “eyvallah” çeken Dündar, takım elbise ve kravata hep tepeden baktı.

Zaman değişti ve güç el değiştirdi. Üniforma geri plana çekildi; ama Dündar bunu anlamakta zorlandı ve “takım elbise”ye yine tepeden baktı.

Üniformalıların Silivri ve Hasdal’dan “Ankara’nın taşına bak!” diyerek gelmesini bekledi sürekli.

Şimdi Cumhuriyet Gazetesine geçmiş ve orada beklemeye devam edecek sanırım.

Bu haberler de ilginizi çekebilir