Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), bu amaçla altın üretim bölgelerinden hava pistlerine kadar uzanan yolları döşemek için karayolu inşaatında uzman mühendislik şirketlerini bölgeye getirdi. Bu pistler, altının helikopterlerle komşu ülkelere kaçırılması için özel olarak inşa edildi.
Öte yandan, çeşitli raporlar Hızlı Destek Kuvvetleri milislerinin 2019 yılında Ömer el-Beşir hükümetinin devrilmesinden önce, Sudan altın üretiminin yaklaşık %65’ini Hartum Uluslararası Havalimanı üzerinden ihraç ettiğini belirtiyor. Abdullah Hamduk başkanlığındaki geçici hükümet döneminde ise bu milislerin madencilik ruhsatlarını şirketlere ve madencilere verdikleri kaydedildi.
Güvenilir kaynaklara göre, milisler geçiş döneminden büyük ölçüde yararlandı; öyle ki bir gün içinde 11 ton altın, denetimlerin zayıfladığı ve milislerin etkisinin arttığı bir dönemde, Hartum Havalimanı üzerinden bir Körfez ülkesine ihraç edildi.
Madencilik dosyasıyla yakından ilgilenen yetkililerin itiraflarına ve çeşitli raporlara göre, ülke altın üretiminin yaklaşık %70’i devlet yetkililerinin gözü önünde, hatta bazı güvenlik kurumlarının yardımıyla yurt dışına kaçırılıyor. Bu işlemler, bazı şirketlerin Hızlı Destek Kuvvetleri’nin yardımıyla kurduğu havaalanları ve pistler üzerinden yapılıyor.
Altın üretim uzmanlarına göre, savaşın patlak vermesinden sonraki son yıllarda kaçakçılık faaliyetleri yoğun biçimde artarak sadece Sudan’ın komşularına değil, Kenya ve Uganda gibi bölgesel ülkelere de ulaştı. Kaçırılan altının büyük bölümü ise nihai olarak bir Körfez ülkesine gönderiliyor. Kaçakçılık artık geleneksel yöntemlerin ötesine geçerek, doğrudan üretim bölgelerinden gizlice kalkış yapan özel uçak seferleriyle gerçekleştiriliyor. Bu yüksek maliyetli seferler, büyük miktarda altının üst düzey talimatlarla taşındığını ve tam izinli uçuş belgeleri sayesinde hiçbir müdahaleye uğramadığını gösteriyor.
CNN kanalı Temmuz 2023’te yayınladığı bir raporda, Rusya’nın Sudan’ın kuzeyinden milyarlarca dolar değerinde altını “yağmaladığını” açıklamıştı. Rapora göre, Rusya’nın ana hava üssünün bulunduğu Suriye’nin Lazkiye Havalimanı’na Hartum ve Port Sudan’dan 16 gizli uçuş gerçekleştirilmişti.
Bazı raporlar ve bilgiler, Sudan’ın kuzeyindeki Abidiya, Güney Darfur’daki Umm Dafuq ve Güney Kürdüfan’daki Talodi bölgelerinde bulunan üç madenden haftada yaklaşık bir ton altın üretildiğini, bunun da bu operasyonlar için özel olarak inşa edilen havaalanları üzerinden kaçırıldığını belirtiyor. Rus şirketlerinin, faaliyet yürüttükleri madenlerin yakınında toprak zeminli uçak pistlerine sahip oldukları ve büyük miktarlardaki altını karadan taşımak yerine hava yoluyla naklettikleri ifade ediliyor.
Sudan altınının kaçırılmasında en etkili yöntem, üretim bölgelerine özel olarak inşa edilen ve Sivil Havacılık Kurumu’na kayıtlı olmayan bu pistlerdir. Ayrıca, içeriden destek veren nüfuzlu kişiler sayesinde iç hatlardaki havaalanları da bu kaçakçılığa yardımcı oluyor.
Güvenilir kaynaklar, bu bölgelerde altın üreten aynı şirketler tarafından hazırlanmış geleneksel toprak pistler bulunduğunu ve bölgedeki nüfuzlu kişilerin yardımıyla yerel halkın bu alanlara yaklaşmasının sıkı şekilde yasaklandığını bildirdi. Batı Darfur’daki yerel halk “El-Arabi el-Cedid”e, Milislerin Sudan’dan yağmaladıkları altını taşımak için hedef alınan El-Cuneyne Havalimanı yerine, Mustari idari biriminde “Atiye” adlı bölgede gizli bir toprak pisti inşa ettiklerini ve bu çalışmanın tamamen gizlilik içinde yürütüldüğünü söyledi. Diğer kaynaklar ise Krenk bölgesine bağlı “Umm Birnbeit” adlı yerde, altın taşımak ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nin Bangui Havalimanı’na küçük uçaklarla nakletmek için kullanılan başka bir toprak pistin bulunduğunu belirtti.
Güney Darfur’daki kaynaklar, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin Darfur’un geniş alanlarını ele geçirmesinden sonra altın ihracat güzergâhının değiştiğini, eskiden Çad sınırına yapılan uçuşların artık kullanılmadığını söylüyor. Daha önce, Kuzey Darfur’daki Cebel Amir ve Güney Darfur’daki Sengo bölgelerindeki madenlerden çıkarılan altın, aracılar ve kaçakçı şirketler tarafından Çad sınırındaki Adré ve Abéché kentlerine taşınıyor, burada “Çad altını” olarak kayda geçiriliyor ve Ndjamena Havalimanı’ndan ihraç ediliyordu.
Adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, yaptığı açıklamada, artık Nyala Havalimanı’nın doğrudan altın ihracatı için ana merkez haline geldiğini söyledi. Kaynağa göre, ihracat yapan taraflar bu faaliyetleri gizli tutuyor, havaalanına giden yolları sıkı şekilde kontrol ediyor ve doğu kesimindeki köylülerin hareketini kısıtlayarak şehir merkezine ulaşmaları için kuzey yönüne gitmeye zorluyorlar. Ayrıca havaalanında her gece saat 3 civarında yoğun uçak hareketliliği olduğu, seferlerin her gün tekrarlandığı ve maden bölgelerinden kamyonlarla getirilen yüklerin havaalanına taşındığı bildirildi.
Güney Kürdüfan eyaletine bağlı Talodi bölgesinde altın madenciliği yapılan altı saha bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, önce Güvenlik Operasyonları Kurumu’nun, daha sonra Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kontrolüne geçen Tekula Madeni’dir. Diğerleri Kalogi’deki Hajirat Madeni, Talodi’deki Abu Asabi Madeni, Tebula, Başair (Mirim yolunun 21 km güneyi) ve Meridan madenleridir. Bu bölgeler, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin sahibi olduğu El-Cuneyd Şirketi tarafından kontrol edilmektedir. Ayrıca Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Servisine bağlı El-Ayn ez-Zerka (Mavi Göz) Fabrikası ve Abrasi Şirketi tarafından işletilen “El-Leffa” madeni de burada yer almaktadır.
Tüm bu madenler ve tesisler, Hızlı Destek Kuvvetleri ve Rusya bağlantılı Mero Gold Şirketinin kontrolü altındadır. Bu şirket, Rus paralı asker grubu Wagner’in ticari kollarından biri olarak kabul ediliyor. Mero Gold, yerel madencilerden “kırıntı” veya “artık” olarak bilinen işlenmemiş cevheri topluyor ve içinde yüksek miktarda altın bulunan bu materyalleri “siyanür” maddesiyle zenginleştirerek altın külçelerine dönüştürüyor. Siyanür, geleneksel yöntemlerde kullanılan cıvadan dokuz kat daha verimli kabul ediliyor.
Güney Kürdüfan’daki bir yerel yönetim yetkilisine göre, Hızlı Destek Kuvvetleri mensupları, bu altın külçelerini zırhlı araçlarla ve silahlı koruma eşliğinde Talodi Hava Pistine taşıyorlar.
Altın madenciliği özellikle iki Darfur bölgesinde yoğunlaşmıştı:
Birincisi Kuzey Darfur’daki Cebel Amir bölgesi, yıllardır Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kontrolündedir.
İkincisi ise Güney Darfur’daki Sengo bölgesi, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti sınırları arasındaki üçgen bölgede yer alır. Hızlı Destek Kuvvetleri’ne ait El-Cuneyd Şirketi, bu bölgede 2000 kilometrekarelik bir imtiyaza sahiptir. Şirket, bölgede faaliyet gösteren yerel madencilerden düşük fiyatlarla “kırıntı taş” satın alır ve takas yöntemi uygular: Bir varil yakıt karşılığında altı kamyon dolusu kırıntı taş alır. Bu miktar yaklaşık 54 ton taşa denk gelir ve siyanürle işlenerek büyük miktarda altın elde edilir. Altın, şirketin bölgede kurduğu laboratuvarlarda eritilerek külçelere dönüştürülür ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne bağlı güvenlik unsurları eşliğinde Orta Afrika Cumhuriyeti sınırındaki Umm Dafuq bölgesine taşınır. Ruslar burada, destek kuvvetlerinin askerlerini eğittikleri bir kampın yanında bir hava pisti inşa etmiştir; bu pist, altın kaçakçılığında da kullanılmaktadır.
2020 yılında yayınlanan bir basın haberine göre, El-Cuneyd Şirketi’nden oluşan bir heyet – Hızlı Destek Kuvvetleri Yatırım Müdürü, bir mühendis ve üç yabancı (biri Rus, ikisi Güney Afrikalı) – kimlikleri Cumhurbaşkanlığı Havacılık Dairesi’nden bile gizlenerek, Hartum’dan Nyala’ya bir cumhurbaşkanlığı uçağıyla gitti. Oradan da bir cumhurbaşkanlığı helikopterine binip Güney Sudan sınırındaki Sengo bölgesine hareket etti. Sudan ordusuna bağlı bir birliğin neredeyse bu helikoptere ateş açacağı, ancak son anda yapılan telefon görüşmeleriyle uçağın kimliği ve içindeki kişilerin kim olduğu öğrenilince engellendiği bildirildi. Kaynağa göre heyet, dört çeker araçlarla El-Cuneyd Şirketi’ne ait altın madenlerini denetlemek üzere Sengo bölgesine geçti ve “Bakır Çukuru” olarak bilinen yerden örnekler aldı.




