İngiltere’de gıda fiyatları 2050 yılına kadar üçte birden fazla artabilir; bunun nedeni ise giderek aşırılaşan hava koşullarının üretim ve tedarik zincirlerini tehdit etmesi.
Autonomy Enstitüsü’nün yayımladığı yeni bir rapora göre, “iklimflasyon” olarak adlandırılan bu süreçteki fiyat artışlarının İngiltere’de yaklaşık 1 milyon kişiyi yoksulluğa sürükleyebileceği uyarısında bulundu.
İngiltere, özellikle sıcak hava dalgaları ve kuraklık nedeniyle hem yurt içi hem de yurt dışındaki gıda üretimi ve tedarik zincirlerinin bozulmasına karşı daha yüksek risk altında. Bu da süpermarketlerdeki fiyatları artırarak tüketicilere ek yük getirebilir.
Resmi verilere göre, İngiltere’de enflasyon oranı Haziran ayında beklentilerin üzerinde artarak %3,6’ya yükseldi. Bu artışta yakıt ve gıda fiyatlarındaki yükselişin etkili olduğu belirtildi.
Ülkenin en büyük perakendecileri, sıcak ve kurak havaların meyve-sebze hasadını düşürdüğünü, bunun da enflasyonu tetiklediğini açıkladı. Kakao ve kahve fiyatları da Batı Afrika, Brezilya ve Vietnam’da aşırı hava koşulları nedeniyle yükseldi.
Rapora göre, giderek artan sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar temel ürünlerin üretimini tehdit ediyor, tedarik zincirlerini kesintiye uğratıyor ve enflasyonu körüklüyor.
İngiltere, gıdasının yaklaşık yarısını ithal ediyor. Bu da ülkeyi İspanya, Fransa ve Brezilya gibi üretici ülkelerde yaşanacak iklimsel şoklara karşı daha savunmasız hale getiriyor.
Yerli üretim de zor durumda. Fırtına ve seller nedeniyle 2023’te sebze üretimi %12 azaldı.
Rapor, “en kötü senaryo” gerçekleşirse, gıda fiyatlarının 2050 yılına kadar %34 artabileceğini öngörüyor. En iyi ihtimalle bile, bu artış %25’e ulaşabilir.
Alt gelir grubundaki haneler bu artıştan daha fazla etkilenecek çünkü gelirlerinin daha büyük kısmını temel gıdalara harcıyorlar.
İngiltere’de ortalama bir hanenin sadece sıcak hava dalgaları kaynaklı gıda fiyatı artışı nedeniyle yılda 917 ila 1.247 sterlin arasında ek masrafla karşı karşıya kalabileceği hesaplanıyor.
Raporu hazırlayan Autonomy Enstitüsü Başkanı Will Stronge, hükümeti bu riske karşı kamu destekli yemekhaneler gibi çözümlerle önlem almaya çağırdı. Fiyat kontrolleri ve kritik ürünlerde “ulusal tampon stok” oluşturulması da öneriler arasında yer aldı.
Stronge, “İklimflasyon artık uzak bir tehdit değil; bugünün gerçeği. Ekonomik direnci yeniden inşa etmeliyiz” dedi.
Türkiye İçin Tehlikesi
Türkiye, baklagiller, yağlı tohumlar ve yem hammaddeleri gibi birçok temel gıda ürününü ithal ediyor. etkilenen üretici ülkelerdeki üretim düşüşleri doğrudan gıda fiyatlarına yansıyor.
Türkiye, özellikle Akdeniz iklim kuşağındaki sıcak hava dalgaları, kuraklık ve sel gibi olaylarla karşı karşıya. Bu olaylar hem tarımsal üretimi hem de tedarik zincirlerini tehdit ediyor.
2023’te Türkiye’de yaşanan aşırı yağış ve dolular, özellikle sebze üretiminde ciddi düşüşlere neden oldu. İklimsel olayların artmasıyla, arz daralması ve fiyat artışları gündeme gelebilir.
Türkiye'de düşük gelirli aileler, bütçelerinde daha fazla payı gıdaya ayırıyor. Gıda fiyatlarındaki ani yükselişler, onların geçim kaynağını ciddi şekilde zorlayabilir.




