Gazze’nin Çığlığını Duyun

Abone Ol

İçimizi acıtan kanayan yaramız Gazze!!! Tüm dünyanın, insanlığın ve en önemlisi Müslümanların vicdanı sınavdan geçiyor.

Siyonistlerin aralıksız sürdürdüğü saldırılar, yaşattığı dehşet ve vahşet; hayatları, umutları nesilleri bitiriyor.

Gazze’de yaşananlar yalnızca evleri, şehirleri binaları değil, hayatları, hayalleri de harabeye çevirdi. Gazze’de yaşananlar soykırımın ötesinde, sözün bittiği ve topyekûn bir insanlık krizinin yaşandığı alana dönüştü.

Siyonistler sadece Gazze’ye değil, insanlık alemine savaş açmış durumda. İnsanlık adına ne kadar değer varsa çiğneniyor. Kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve masum insanlar açlığın pençesinde can çekişiyor.

Gazze'de asıl yok olan mübarek bedenler değil, bu zulme seyirci kalan insanlığın vicdanıdır.

Birleşmiş Milletler’e bağlı UNRWA’nın yayınlamış olduğu rapor, kelimenin tam anlamıyla orada yaşanan vahşeti ve Siyonistlerin barbarlıklarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Yayınlanan rapor yüreklerimizi burkuyor. Evet, Gazze’de büyük bir soykırım yaşanıyor hem de insanlığın gözünün içine baka baka.

Yaşanan bu acıları Gazze’de yaşayan herkes iliklerine kadar hissediyor ama en çok etkilenenler çocuklar.

Gazze’de çocuklar artık oyuncak değil, bir lokma ekmek, bir yudum su arıyorlar hayatta kalabilmek için!!!

Onlar çocuk olamadılar, çocuk olamadan kardeşlerine anne oldular, baba oldular, abi, abla oldular! Gazze’de çocuklar sıcacık anne şefkatinden, baba sevgisinden mahrum bırakılıyor. Annesiz ve babasız kalan çocuklar henüz kendileri gibi çocuk olan masum kardeşlerine annelik ve babalık yaparak kardeşlerini teselli etmeye çalışıyorlar. Okula gitmesi gereken yaşta olan çocuklar yiyecek, ekmek ve su arıyor!!!

Okullar yerle bir, hastaneler işlevsiz, yiyecek ve ilaç kıtlığı dayanılmaz boyutta. Ve biz bu tabloyu gün be gün izliyoruz. İzlerken de sadece üzüntümüzü dile getiriyoruz.

İşte böyle bir atmosferde Filistin Alimler Birliği’nden fetva geldi. Biraz geç kalınmış bir fetva ama olsun gelen fetva tarihi bir kırılma noktası. Fetvada “israile karşı Gazze’nin yanında savaşmak farzdır.” diyor Filistin Alimler Birliği.

Aslında Filistin Alimler Birliğinin bu çağrısı sadece Müslümanlara bir cihat çağrısı değil, aynı zamanda İslâm dünyasına, özellikle de Müslüman yöneticilere, yönetimlere açık bir sorumluluk hatırlatmasıdır. Çünkü mesele artık sadece Gazze meselesi değil, insanlık meselesidir.

Bu fetva Gazze’de yaşanan soykırıma karşı suskunlukla, suç ortaklığının aynı olduğunun altını çiziyor.

Bir yandan Gazze’ye uygulanan ambargo, yıkım ve soykırım; diğer yanda ise büyük bir sessizlik, diplomatik ikiyüzlülük ve hesap/kitap. Vicdanını yitirmiş ülkelerin kendi çıkarları için başı gövdesinden kopmuş küçücük bedenleri görmezlikten gelerek sus pus olmaları!

Sözde “barış gücü” olan ülkeler, Gazze’nin çocuklarının çığlıklarına sağır kesilmiş durumda. Gazze’yi yıllardır abluka altında tutan Siyonistlere destek veren devletler, yöneticiler, Gazze’de yaşanan bu insani felaketin ortaklarıdırlar.

Gazze'de yaşanan soykırımın en büyük ortağı olan ABD başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri Siyonist işgale silah, istihbarat ve lojistik destek verirken bunu gizlemiyor.

İslam ülkelerinin yöneticileri ise korkak ve aciz bir şekilde bu zulme dur diyemiyorlar.

Tüm Müslümanların ayrılıkları bir kenara bırakarak kenetlenmesi ve tüm gücü ile Siyonistlere karşı mücadele etmesi gereken zaman.

Gazze’de yaşananlar bir savaş değil, bir yok ediştir, bunu görün artık. Siyasi dengeler, diplomatik ifadeler ya da uluslararası çıkarlar bu gerçeği değiştirmiyor. Gazze’de yaşanan ve içimizi yakan acı gerçekler var ve bu acılar orada, Gazze’de duruyor. Çocukların susuzluktan oyuncak yerine boş bidonlarla koştuğu bir coğrafyada, artık tarafsız kalmak diye bir şey yoktur, olamaz da.

Taraf nedir?

Taraf ya adalettir ya da zulüm. Ortası yoktur.