Bismihi Teâlâ
Nerede
Uluslararası insan hakları,
Çocuk hakları sözleşmesi,
UNESCO, UNİCEF vs. kuruluşlar?
Gazze’mde esameleri bile yok!
Gazze’mde “eğitim hakkı”, füzelerle susturuluyor.
Gazze’mde çocuklar kuşatma altında,
açlık, ambargo altında,
soykırımla karşı karşıya…
Gazze’mde;
10 binleri aşkın çocuk katledildi.
Karneleri kanla boyanmış,
Ödülleri “şehadet.”
Ruhları ise şehadet şerbetiyle arşı alaya yükseldi.
Gazze’mde okulların yüzde 90’ı hasar gördü veya yok oldu.
Yaklaşık 625 bin okul çağındaki çocuk örgün eğitimi tamamen yitirdi.
Yani geleneksel eğitim büyük ölçüde durdu.
Binlerce çocuk 2 yıldır kamplarda bombalar altında yaşama direniyor.
Bir dakika sonrasından bile emin olmadan…
Dipsiz kuyuya düşen birisinin yılana sarılması gibi,
uzatılan bir el bekler!
Sağır, dilsiz, kör dünya engelleri aş(a)mıyor,
Zira kendisi engelli…
Görünenler ise üç maymunları oynuyor.
Vay ki vay!
Gazze’mde çocuklar kalem, defter, kitap göremez oldu.
Galiba kalemleri taş, defterleri toprak zemini oldu.
Sınıfları olsa olsa çadır ve sığınaklar…
Okumaları siren sesleri ile susturuluyor.
Her bombardımandan sonra eğitime değil,
enkazdan çıkarılacak çocuklara dair haberler gelir.
Bir öğretmenin söylediği gibi:
“Ders zilinin sesi artık siren seslerine karışıyor, ayırt etmek zor.”
Savaş, yalnız binaları değil, çocukların içindeki dünyayı da yıkar.
Bu yazıyı okuyan bir kişi olarak belki bir şey değiştiremezsiniz.
Ama unutmayın:
Sessizlik, en ağır suç ortaklığıdır.
Gazze’mde kalem tutacak eller parmaklarını yitiriyorsa;
gözler, kitap sayfası yerine enkazı görüyorsa;
çocuklar oyuncaklarını toplamak yerine
akranlarının kemiklerini topluyorsa…
Ve bizler hâlâ "acaba ne yapabiliriz?" diye soruyoruz.
Gazze’mde eğitim artık bir istatistik değil, bir mezar taşıdır.
Üzerinde şu yazılıdır:
“Okula gidiyordu...”
Umutlar betona mı gömüldü?
Ancak şu var ki;
Gazze’mde çocuklar okumayı değil yaşamayı öğreniyor.
Onları hayata bağlayan sır şu olsa gerek:
“Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.”
(Hasbünallahu ve Ni’mel Vekîl)
Kalın sağlıcakla…