Dünyanın birçok ülkesinde Eğitim-Öğretim sezonu yeniden başladı.
Çocuklar heyecanla ve merakla bugünü iple çekip durdular.
Okulun ilk gün heyecanı ve mutluluğu tüm çocukları sararken yanı başımızda ve bizden bir millet olan ve aynı zamanda kardeş olarak gördüğümüz yetim, öksüz ve kimsesiz Gazze’nin çocukları bu mutluluğu ve heyecanı yaşayamıyor.
Hayatta kalmak ve karınlarını doyurabilmek için enkaz arasında, gözleri gelen bir yardım kolisinde ve onu elde etmek için bir çırpınış içinde kıvranıp duruyor.
Semada uçan savaş ve bombardıman uçakları onlar için artık sıradan bir uçurtma oyuncağı gibi.
Gazze’de savaşın gölgesinde büyüyen çocuklar, geleceğe dair hayallerini ve umutlarını canlı tutacak güvenli bir eğitim ortamından tamamen mahrum bırakılmışlar.
Savaş baronları, emperyalist küresel şer odakları ve siyonist işgalci rejim sürüsü acımasızca, barbarca ve vahşice katliamlarla eylemlerine aralıksız şekilde devam etmenin derdinde.
İşgalci siyonistler, insanlıktan çıkmış birer domuz gibi etrafı talan etmekte, meskenleri yerle bir etmekte, mabetler, hastaneler, çarşı-pazar ve tüm eğitim kurumlarını hedef gözetmeksizin yerle yeksan etmektedirler.
Onların çocukları olunca söz konusu her türlü imtiyazlara sahiptirler ama Gazze’nin çocuklarına gelince bu dünyada onların hakları yoktur ve olamaz anlayışıyla fütursuzca soykırımlarına devam etmektedirler.
Modern dünya ise sessiz, seyirci ve duyarsızdır. Kendi çocukları söz konusu olduğunda “Uluslararası İnsancıl Hukuku, Cenevre Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi” hemen gündem edilmektedir. Ama Gazze’nin çocukları için bu haklardan bahis bile edilemez.
Evet, şimdi gelin Gazze’de çocukların eğitimden üç yıl boyunca mahrum bırakılmış tablosunu inceleyelim.
Gazze'deki Hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail Sevabite, yaptığı açıklamada bölgedeki eğitim-öğretim durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"israil işgali, üst üste üçüncü yıldır yaklaşık 785 bin öğrenciyi eğitimden mahrum bıraktı."
"israilin sistematik olarak kültür ve eğitim soykırımına maruz kalan 25 bin öğretmen mesleklerini yapamıyor."
"Gazze Şeridi'ndeki okulların yüzde 95'inden fazlası hasar görmüş durumda, okulların yüzde 90'nından fazlası ise tamamen yıkıldı, yeniden inşa edilmesi veya onarılması gerekiyor."
"İsrail, Gazze'de 622 okul binasını doğrudan hedef aldı." Bu da bölgedeki okulların yaklaşık yüzde 80'ine tekabül etmektedir.
"israil saldırılarında okul, üniversite ve eğitim kurumlarından 163'ü tamamen, 388'i kısmen yıkıldı."
Zorla yerinden edilen Filistinlilerin kalması için kullanılan okulların yüzde 70'i de saldırılarda hasar aldı. En çok zarar gören okulların ise Gazze'nin kuzeyi ile Refah'ta olduğu; yapıların tamamının hasarlı olduğunu belirtti.
Saldırıların sadece yapıları hedef almadığına işaret ederek, "israil saldırılarında 13 bin 500 öğrenci, 830 öğretmen ve eğitim personeli ile 193 alim, akademisyen ve araştırmacı hayatını kaybetti."
Bu durumu "eğitim hakkının sistematik olarak hedef alınması ve nesillerin geleceklerinden mahrum bırakılması" şeklinde değerlendiren Sevabite, ayrıca çatışma zamanlarında eğitim ve korunma hakkını garanti altına alan Uluslararası İnsancıl Hukukun, Cenevre Sözleşmesi’nin ve Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin açık bir ihlali" anlamına gelmektedir.
Gazze'de yaşanan saldırıların "yan etkisi" değil “bizatihi" sivil hayatın temel unsurlarının kasıtlı olarak yok edilmesi hedeflenmektedir.
Filistinli yetkili, uluslararası topluma, "bu suçların acilen durdurulması, işgal güçlerinin öğrenciler, öğretmenler ve eğitimin alt yapısı aleyhinde işlediği bu suçlardan dolayı hesap vermesi için harekete geçme" çağrısında bulundu.
Ey kör, sağır ve dilsiz dünya halkları! bu mezalim hadise başınıza gelmeden göçüp gideceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Zira ektiğinizi bir bir biçeceksiniz.
Canı yanan sabretsin; can yakan da yanacağı günü beklesin
Kendi elinizle ateşinizi harlayacaksınız.
Veyl olsun size!
Veyl olsun tüm duyarsız halklara ve yöneticilere!