Gazze yine Gazze her zaman Gazze

Abone Ol

Türkiye son bir haftadır çok yoğun bir gündemle çalkalanmaktadır. İBB Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının iptal edilmesinin daha dumanı tüterken başta İmamoğlu olmak üzere İBB yönetimine yönelik ciddi bir operasyon başlatıldı. İmamoğlu’nun gözaltına alınma gerekçeleri ise “Suç örgütü liderliği” başta olmak üzere belediye ihaleleriyle bağlantılı olarak yolsuzluk, gasp, rüşvet ve kara para aklama suçlamalarıydı.

İddialar ciddi, operasyonun alt yapısı sağlam olmasına ve hukuk kendi kuralları doğrultusunda işini yapmasına rağmen CHP tarafından ortalık bir anda bulandırıldı. Klasik CHP mantığına göre CHP’liler her türlü naneyi yemekte özgür olduğundan bir belediye başkanının belediye hizmetleri dışında suç oluşturacak her şeyi yapmasının yadırganacak ve hukuk konusu olacak bir yanı olmamalıydı. Hele de cumhurbaşkanlığı yarışında yelkenleri rüzgâr alan İmamoğlu’nun ne kadar suç işlerse işlesin gözaltına alınması olacak iş değildir.

Maalesef Türkiye’nin en eski ve müzmin muhalefet partisi olan CHP, siyasetiyle değil kanunsuz işleriyle, rüşvet çarklarıyla, yolsuzluklarıyla, kara para aklama faaliyetleriyle gündeme gelmeyi başarıyor. Parti liderlerinin değiştiği kurultaylarda bile delegelere para karşılığı oy kullandırma iddialarından dolayı CHP’ye kayyım ataması tehlikesi var. Özgür Özel, bu ihtimalin önünü almak için 6 Nisan’da olağanüstü kurultay yapılacağını açıkladı.

İşte bu CHP, kendi içinde dönen dolapların üzerini örtmek için insanları sokağa çağırıp ülkede yeniden Gezi olayları benzeri karışıklıkların hayalini kuruyor. Birilerinin kurduğu para kuleleri yıkılmasın diye fakir fukaranın çocukları meydanlara çağrılıyor. CHP’de patlayan lağımın kokusunun etrafa yayılmaması için insanların dikkatini başka yere çekmeye çalışıyorlar. Kısacası ülkenin huzurunu Ekrem İmamoğlu’na kurban ediyorlar.

Evet, ülkede çok yoğun bir gündem var ve hepsinin üzerinde durmak gerekiyor. Ancak Gazze dururken, Ekrem İmamoğlu’nun sahte belgelerle İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce programına yatay geçiş yaptığı için diplomasının iptal edilmesi, İBB yönetimine yönelik operasyon yapılması, CHP kurultayında para karşılığı oy kullanılması vs. çok da üzerinde durulması gereken gündemler olarak görünmüyor.

Terörist israilin, bütün anlaşma şartlarını ihlal ederek Gazze’ye saldırı düzenlemesi, Gazze’nin hiçbir zaman Müslümanların gündeminden düşmemesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Gözümüz Gazze’yi gözlemeli, kulağımız Gazze’den gelecek haberlere odaklanmalı, aklımızda Gazze olmalı, Gazze üzerine fikir yürütmeliyiz. Gazze bizim her zaman birinci gündemimiz olmalı ve bir an bile gündemden düşmemelidir.

İşgalci israilin Ramazan’da Gazze’ye saldırarak çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 500’e yakın sivili çadırlarda katletmesi, aslında Gazze’den çok İslam dünyasına ve Arap devletlerine verilen açık bir mesajdır. Çünkü hem Arap Birliği hem de İslam İşbirliği Teşkilatı, Trump’ın Gazze hakkındaki planını reddederek Gazzelilerin tehcirine karşı olduklarını açıklamışlardı. Terörist israilin, ABD’nin desteğini arkasına alarak Gazze’ye yeniden saldırı başlatması, İslam dünyasına verilen hem bir gözdağı hem de Ramazan Ayının huzurlu bir şekilde idrak edilmesini sabote etmekten başka bir şey değildir.

İslam ülkelerinin Mısır Planı kapsamında Gazze’nin yeniden inşası ve Gazzelilerin yerlerinde kalmalarına destek vermelerinin kıymetli olmakla birlikte yeterli olmayacağını söylemeye devam etmek durumundayız. israilin sadece güçten anladığı gerçeği orta yerde dururken, Gazzelilerin haklarının imar faaliyetleriyle korunacağını sanmak boş bir hayalden başka bir şey değildir. israilin vahşiliği ve İslam dünyasının duyarsızlığı var oldukça Gazze 100 kez imar edilse, 101. kez yerle bir edilecektir. Yapılması gereken tek bir şey vardır, o da ilk görevi Filistin topraklarının işgalden kurtulması olan “İslam Coğrafyası Savunma Gücü”nün kurulmasıdır.