Gazze, artık soğuktan ölüyor

Abone Ol

Gazze her gün yeni ve farklı bir trajedi ile karşı karşıya kalıyor. Kış mevsiminin gelmesiyle çadırlarda yaşam mücadelesi veren mazlum Gazze halkı, şimdi de soğuklar, yağmur ve bunlardan kaynaklı hastalıklarla mücadele ederek hayatta kalmaya çalışıyor. Su altında kalan çadırlar ve bu çadırlarda aç, perişan, yaralı ve kimsesiz çocuk ve kadınların feryatları arşa yükseliyor.

Açlık, ilaçsızlık ve bombalar altında ölüm haberlerine iyice alışmıştık. Tüm duyarsızlığımız ve vicdansızlığımızla seyirci kalmayı tercih etmiştik. Kış mevsiminin gelmesiyle soğuktan ölüm haberleri de gelmeye başladı. Çünkü günlerdir yağan yağmur, neredeyse her tarafı göle çevirmiş durumdadır. Çadırlar su altında kaldı. Islak ve ısınamayan çocukların görüntüleri de bize normal görünmeye başladı bile.

Gazze soykırımı noktasında, bugüne kadar kayda değer onurlu bir adım atamayan insanlık âlemi, bu son trajedide de onurlu bir adım atmaktan hala çok uzaktadır. Zira siyonizmin kölesi haline gelmiş/getirilmiş bütün devletler ve sözüm ona uluslararası kurumların, işgalci katilleri kınaması veya durdurmasını bir tarafa bırak; bütün imkân ve kabiliyetleriyle katil siyonistlere her türlü silah yardımını karşılıksız ve sınırsız bir şekilde yapmaya devam etmektedirler.

Müslüman ülke yöneticilerinin de acziyet, korkaklık ve hatta ihanet içerisinde siyonist işgalcileri desteklemek gibi bir zilleti tercih etmelerinden dolayı, Gazze’deki soykırım hiç durmadı. Her gün yeni bir saldırı ve katliamla devam etti. Hatta sağlanan sözde ateşkes, sadece siyonist esirlerin ve leşlerinin teslimatı içindi. Ne bir gıda sevkiyatı yapıldı ne bombalar sustu ne de garantör ülkeler bu katliama dur diyebildi.

Bugüne kadar yaptıkları bütün zulüm ve alçaklıkları yanlarına kâr kalan siyonist katiller; bu ateşkes sürecini de istedikleri gibi ihlal etmeyi sürdürdüler. Bu kısa süre içerisinde, yüzlerce Müslüman Filistinliyi şehid ettiler, istedikleri yeri bombaladılar, gıda girişine izin vermediler, kimse de çıkıp ‘ey katil barbar! Niye bu zulmü sürdürüyorsun?’ diyemedi.

Zaten hiç kimse; bir şey diyemediği içindir ki, sadece Gazze’de değil; bu sözde ateşkes sürecinde bu katil siyonistler; Batı Şeria’da da hemen her gün yeni bir saldırı gerçekleştirmekte, sebepsiz yere insanları tutuklamakta, işkence etmekte ve çoğu zaman sokak ortasında sorgusuz, sualsiz infaz etmektedir. Sözde yerleşimci işgalcilerin, asker desteğinde bilinçli ve sistematik olarak yaptıkları zulümlerin, öldürmelerin, hırsızlıkların ise haddi hesabı yoktur.

Soğuk kış mevsimi, Gazze’de bambaşka bir acıyı bize gösterdi. Açlıktan ölmek üzere olan çocukların, artık soğuktan ölmeye başlamış olmalarıdır. Günlerdir, yağmur sularının altında, ıslak çadırlarda yaşam mücadelesi veren çocuk ve kadınların feryadı, kimsesizliği, çaresizliği ve umutsuzluğu vebal olarak Müslümanlara yeterdir.

Bu vebalden beri olduğunu düşünenler, istese de istemese de Kahhar olan Allah’a hesap verecektir. Yardım etmekten uzak duranlar, bu trajediye seyirci kalmayı tercih edenler, siyonist katillere ve onun babası katil ABD’ye şirin görünmek için sermayelerini zillet içerisinde küfür cephesine peşkeş çeken şahsiyetsiz kuklalar da Züntikam olan Allah’a hesap vereceklerdir.

Zalimlerin bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır. Allah ‘inançlı kullarını yalnız bırakmayacağını da’ vaat etmiştir. Elbette bu vaat gerçekleşecektir. Ama bu vaadin, izzetli Müslümanların eliyle gerçekleşmesi ise en büyük dileğimizdir.