Filistin kalbimizdir, kalemizdir

Abone Ol

Genel olarak İslam alemi Filistin davasına kör ve sağır durumdadır. Her ne kadar halkı Müslüman bazı ülkelerdeki cemaat ve STK`lar Filistin davasına dikkat çekmek isteseler de sesleri çok cılız çıkıyor, Devletler bazında ise Filistin davasını gündeme taşımaya çalışan bir, iki Ülke olsa da gördüğümüz kadarıyla, onlar da somut bir adım yerine, konjonktüre göre kartlarını alıyorlar. İslam aleminin bu tablosundan cesaret alan terör rejimi İsrail, Filistin hakkında dilediği gibi kararlar alıyor ve uyguluyor.

Terör rejimi İsrail varlığını İslam Ülkelerine hükmeden yöneticilere ve sözde alimlere borçludur. Çünkü yönetici ve alimlerin suskunluğu, halklarında bu soruna sessiz kalmalarına vesile olduğu gibi, uyuşuk bir İslam alemi doğurmuştur. Yoksa İslam aleminin kalbinde bir ur gibi büyüyen İsrail`e karşı, Müslüman Yöneticiler ve alimler öncülük ederse toplum; kadın-erkek, genç-yaşlı demeden toplumsal bir hareket başlar. Efendimiz`in (s.a.v.) şu hadisi de bunun en büyük kanıtıdır. 'İnsanlardan iki sınıf vardır ki bunlar düzelirse toplum düzelir, bunlar bozulursa, toplum bozulur. Bunlar yöneticiler ve alimlerdir.'

İyi bilmeliyiz ki Filistin davası sadece Arapların veya Filistinlilerin davası değildir. Filistin davası Rabbim Allah (c.c.)`tır diyen her Müslümanın davasıdır. Dolayısıyla bu dava; esnafın, çiftçinin, memurun, öğrencinin davasıdır. Bu dava; Arab`ın, Türk`ün, Kürt`ün, Fars`ın davasıdır. Yine bu dava; erkeğin, kadının, yaşlının, gencin davasıdır. Kısacası bu dava tüm Müslümanların davasıdır.

Bu davayı İnsanlara anlatmak Müslümanlar için bir görev, sorumluluk ve aynı zamanda bir şereftir. Bu şerefe nail olmak için bir imam cemaatine, bir öğretmen öğrencilerine, bir hoca talebelerine, bir şeyh müritlerine, bir lider müntesiplerine, bir anne ve baba çocuklarına bu kutlu davayı iyi anlatmalı, hatta bir anne ve baba çocuklarının ismini; Ömer, Salahaddin, Abdulhamid… koymalı ve bu isimlerin tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksa için ne fedakarlıklar yaptıklarını iyi anlatmalı, yine isimlerini; Ahmed Yasin, Şikaki, Rantisi… koymalı ve bu isimlerin Filistin davası için nasıl destansı mücadele ettiklerini, nasıl şehit olduklarını anlatmalı, yine çocuklarını Filistin marşları ve Mescid-i Aksa`nın ninnileriyle büyütmelidir.

Ayrıca İslam Ülkelerindeki Cemaatler, STK`lar, kanaat önderleri… Filistin davasını her platformda gündeme getirmeli, paneller, konferanslar, mitingler düzenleyerek hükümetlerin gündemine taşımalıdır. Bilinmelidir ki Filistin meselesi Ümmetin izzet meselesidir, dolayısıyla bu izzete sahip çıkan, Ümmet namına bu izzeti ayakta tutan direniş grupları bizim için baş tacıdır, onlara minnet borçluyuz.

Unutmamalıyız ki Filistin meselesi ve Mescid-i Aksa Ümmetin kalesi ve kalbi gibidir, sürekli Müslümanlara kan ve heyecan pompalıyor. Kale düşerse Ümmet düşer, kale kazanırsa Ümmet kazanır. Mescid-i Aksa`nın özgürlüğü için mücadele edip, şehit olanlara selam olsun, bu uğurda mücadelelerine devam eden bütün yiğitlere selam olsun.