Fabrika ayarlarına dönmek

Abone Ol

İslam bir sistemdir. Donanımı Müslümanlar ve kurumlarıdır. Yazılımı ise Kur’an ve sünnettir. Fabrika ayarları da, onun hareket ilkeleri, yol – yöntem, menhec ve mecralarıdır. Her şey aslı üzerinde makbul ve işlevseldir.

Toplumsal - siyasal yapılar da tıpkı elektronik cihazlar gibi süreç içerisinde yıpranırlar. Gidişatlarında sıkıntılar baş gösterir. Süreç içinde sorun yaşayan bir elektronik cihazın bilinen en kolay ve maliyetsiz tamir yöntemi onu fabrika ayarları üzerinden yeniden ayarlamaktır. Eğer arıza donanımında değil de yazılımında ise bu her zaman geçerli bir metottur. En fazla yeni güncellemeler ile işlem ve işleve devam edilir.

Özellikle günümüzde İslam âleminin gidişatı normal görünmüyor. Bunu en belirgin göstergesi başta Gazze / Filistin, Suriye olmak üzere, kısacası tüm İslam coğrafyası, hatta İslam âlemindeki genel pürüzler ve krizlerdir.

İslam dünyası maalesef bütünsel bir yapı arz etmiyor. Alt bileşenleri, devletler, cemaatler, gruplar bu ana yapının parçalarıdır. Her bir yapıda kendisine özgü sorunlar söz konusudur. Belki bu parçaların her birisinin kendisini fabrika ayarları üzerinden yeniden güncellemesi, Ümmet ve vahdet yolunda yeni bir dinamizm ve ümit durumu da ortaya çıkarabilir.

En azından kendi mıntıkalarında, kendilerini ortaya çıkaran gerekçeleri, kuruluş ilkelerini hatırlamaları ve bu doğrultuda kendilerini kontrol etmeleri, pek çok açıdan öncelikle kendi faydalarınadır.

Hedeflerine ne kadar ulaşabilmişler ya da yaklaşmışlardır? İstikrarlarını koruyabilmişler midir? Yol, yöntem ve mecralarında herhangi bir sapma söz konusu olmuş mudur? Yola çıktıktan sonraki vaatlerini ne kadar gerçekleştirebilmişlerdir? Toplum ve tabanları açısından; fayda - zarar muhasebeleri nasıl sonuçlar sunuyor?

Bu ve benzeri pek çok konudaki kontrol, hem dünya hem de ahiret hedef ve muhasebeleri açısından önemlidir.

Resulullah Efendimiz aleyhisselatu vesselamın en önemli sünneti ve pratiği; bir İslami toplumsal yapının inşası, vücuda gelişi ve semeresini vermesi ortalama 25 yıl kadar zaman almasıdır. Yani çeyrek asırdır. Efendimiz aleyhisselatu vesselamın Mekke ve Medine süreçlerindeki 23 yıllık sürede asr-ı saadeti ve asr-ı saadet toplumunu sıfırdan çok zor şartlar altında inşa edebilmesi bul realite ve pratiğin ana göstergesidir.

Günümüz İslam dünyasının son en önemli yapısal bileşenlerinin büyük çoğunluğu 1980'li ve 1990’lı yıllarda yola çıkan ve 2000’li yıllarda olumlu - olumsuz manada semere vermeye başlayan yapılardır. Gelinen noktada pürüzler görülüyorsa -ki vardır- tüm İslami yapı iddiası olan her kes ve kesimin kendisini fabrika ayarları açısından elden ve gözden geçirmesi; onların faydasına bir gereklilik ve zorunluluktur. Donanımsal ve yazılımsal açılardan ne durumdayız? Bu, hem dünyamız hem ahiretimiz açısından çok faydalar sağlayacak bir muhasebe olacaktır inşallah. Vesselam.