Tapu harcı, komisyon, noter masrafı, ekspertiz bedeli derken, toplam ödeme ciddi seviyelere ulaşıyor. Türkiye’de yasal olarak bu harçların taraflarca eşit paylaşılması gerekirken, uygulamada çoğu zaman bu yük sadece alıcının omzuna kalıyor. Uzmanlar, işlem öncesi yazılı maliyet tablosu yapılmasını öneriyor.
Tapu harcı, satış bedelinin %4’ü olarak hesaplanıyor ve teorik olarak alıcı ile satıcı arasında %2’şer olmak üzere bölünmesi gerekiyor. Ancak uygulamada genellikle bu ödeme tamamen alıcıdan tahsil ediliyor. Ayrıca emlak komisyonları her iki taraftan da %2 oranında alınabiliyor. Bu komisyonlara %20 oranında KDV de eklendiğinde toplam maliyet %8’leri bulabiliyor. Belediyeler tarafından belirlenen rayiç bedel üzerinden yapılan işlemler, sonradan vergi denetimiyle karşılaşma riskini de barındırıyor.
Tapu Harcı Paylaşımı Pratikte Farklı İşliyor
Kanunen alıcı ve satıcı %2 oranında harç ödemeli. Ancak çoğu satış işleminde bu bedelin tamamı alıcı tarafından üstleniliyor.
Emlak Komisyonu Alıcıyı Zorluyor
Komisyon oranı %4’e kadar çıkabiliyor. Bunun %20’si oranında KDV de alınması, ekstra yük yaratıyor. Alıcılar genellikle bu kalemi gözden kaçırıyor.
Belediye Rayiç Bedeli Üzerinden İşlem Riskli Olabiliyor
Satış bedeli yerine rayiç bedel beyan edilmesi kısa vadede avantaj sağlasa da ileride ceza doğurabilecek bir uygulama. Hazine ve Maliye Bakanlığı gerçek bedel uygulamasına geçmek istiyor.
Uluslararası Masraf Kıyaslaması Türkiye’yi Orta Sıralara Yerleştiriyor
Denge Değerleme’nin çalışmasına göre Türkiye, %11,7 ortalamayla dünya sıralamasında orta düzeyde yer alıyor. Rusya’da bu oran %26,5’i geçiyor.





