Fıkıh kitaplarında 'tefvîzü`t-talak' olarak geçen, kocanın boşanma yetkisini eşine vermesi meselesi, fakihler arasında ittifakla caiz görülmektedir. Konuya Ahzab suresinde geçen 'Ey peygamber, eşlerine söyle: 'Eğer siz dünya hayatını ve onun süslü çekiciliğini istiyorsanız, gelin sizi yararlandırayım ve güzel bir salma tarzıyla sizi salıvereyim.' ayeti delil olarak getirilmektedir. Öyle ki Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine Hz. Aişe validemizden başlayarak bir bir eşlerini ziyaret edip kendilerine bu ayeti okudu. Sonrasında Aişe (radiyallahu anha)`ya 'Ben, Rasûlü'nün lisanı üzerine Allah'tan sana bir emir hatırlatmaktayım. Acele etme, git annen-babanla görüş' dedi. Aişe annemiz 'Ne hususta onlarla görüşeyim? Senin hakkında mı anne-babamdan izin isteyeceğim? Ben Allah'ı, Rasûlü'nü ve Ahiret yurdunu seçtim,' diye cevap verir. Aynı şekilde Efendimizin diğer zevceleri Hz. Aişe`den farklı şeyler söylemedi. (Buharî)
Tefvîzü`t-Talak`a, bu ayet ve sonrasında efendimizin eşlerine açık bir şekildeki teklifi delil olarak getirilmektedir. Boşanma yetkisinin kadına verilmesi ya nikah akdi esnasında gerçekleşir ya da sonrasında..
Nikah kıyıldığı esnada kadına talak hakkını verme, Hanefi mezhebi dışındaki bütün mezhepler tarafından caiz görülmemektedir. Yani akit sırasında kadına verilen 'boşanma hakkı' şartı cumhura göre lağv/geçersizdir. Zorunluluğu yoktur. (Minhacu't Talibin, İmam Nevevî, Daru'l Feyha DİMEŞK 2013 s.461) Hanefi mezhebine göre ise nikah akdi sırasında tefvîz`in meşru olması için icab/teklifin kadın tarafından yapılması gerekir. Şöyle ki kadın erkeğe 'talak hakkının bana ait olması şartıyla, nefsimi sana nikahladım' dediğinde erkek 'kabul ettim' diye cevap verirse kadın bu hakka sahip olur. Ancak söz konusu teklif 'istediğin zaman boşanman üzere ismetin (boşanman) elinde olacak şekilde seninle evleniyorum' cümlesiyle erkekten gelirse ve kadın da kabul ettiğini ifade ederse tefvîz gerçekleşmez. Zira birincisinde erkek talak hakkına nikah akdiyle sahip olmuştur ki bunu kadına veriyordur. Ancak ikincisinde hala bu hakka malik olmadığından kadına veremez.
Nikahtan sonra gerçekleşen tefvîz ise Zahiri mezhebi dışındaki bütün alimler tarafından caiz görülmektedir. Bu, erkeğin 'kendin için uygun olanı seç' veya 'emrin elindedir' ya da 'dilersen kendini boşa' gibi cümlelerle vaki olmaktadır.
Kadına verilen bu hakkın sürekliliğiyle ilgili mezhep imamları arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Hanbeli mezhebinin önemli alimlerinden İbnu Kudame El Muğnî adlı kitabında bu hakkın sürekli devam edeceğini bildirirken Maliki, Şafii ve Reyy ehli tefvîz`i sadece meclisle sınırlı bırakmaktadır. (Fıkhu's Sünne, Seyyid Sabık, Dar'u İbni Kesîr BEYRUT 2016 c.3 s.40,41,43)
Kadına boşanma hakkının tamamının veya bir ya da ikisinin verilmesi, bu hakkın erkekten gitmesi anlamına gelmez. Bilakis kadın istemeyip de erkek isterse talak yine gerçekleşir. Ya da kadın kendini boşamadan önce erkek bunu iptal ederse bu hak kadından gitmiş olur.
Tevkîl de tefvîz gibidir.. Fıkıh kitaplarında erkeğin boşanma yetkisini kadının (eşinin) dışındaki kişilere vermesine tevkil denilirken, tefvîz bunu kadına verme olarak tarif edilmektedir.