Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde 41. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
İslam dünyası olarak vicdan ve dirayetimizin, basiret ve metanetimizin sınandığı çok zorlu bir dönemi tecrübe ediyoruz. Bu dönemde birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz, hepimizi ilgilendiren sorunların üzerine kararlılıkla ve sağduyuyla gitmemiz gerekiyor. İnsanlığa rehber, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber-i zişan Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur, "Müslümanların diğer Müslümanlarla ilişkisi birbirine kenetlenmiş bina gibidir." Evet, aramızdaki münasebetleri öyle bir seviyeye ulaştıralım ki bu bina hep sağlam kalsın, sarsıntılardan, saldırılardan, kundaklamalardan hiçbir surette etkilenmesin.
"TRAVMANIN İZLERİ HİÇBİR ZAMAN SİLİNMEYECEK"
Bunu özellikle şunun için söylüyorum kardeşlerim. Biliyorsunuz, Gazze geçtiğimiz 2 yıl boyunca son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birine sahne oldu. Çoğu çocuk ve kadın, 70 binden fazla Filistinli, İsrail işgal güçlerinin katliamına uğradı. 170 bin kardeşimiz yaralandı. Dev bir enkaz yığınına dönüşen Gazze'de hala ulaşılamayan şehit cenazeleri var. 10 milyarlarca doları bulan büyük bir yıkım söz konusu. Enkazlar kaldırılsa bile anne babaları gözlerinin önünde öldürülen masum çocukların yaşadığı travmanın izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek.
"Attığımız adımlarla zalimlerin karşısına dikildik"
Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığının Gazzelilerin kalbinde açtığı yaralar belki hiçbir zaman tam manasıyla iyileşmeyecek. Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak. Burada şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım; Türkiye, İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi olmuştur. 102 bin tonun üzerindeki insani yardımlarımızla, uluslararası platformlardaki girişimlerimizle, beynelmilel hukuk zemininde attığımız adımlarla zalimlerin karşısına dikildik. Kalıcı ateşkesin temini ve adil bir barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleri ile birlikte Gazze'deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi uluslararası toplumun gündeminde tuttuk.
GAZZE'DE ATEŞKES
Bu çabalarımızın olumlu neticelerini de hamdolsun almaya başladık. Bizim de katkı sağladığımız Mısır'ın ev sahipliğindeki Hamas-İsrail görüşmeleri ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bu örnek dayanışmayı önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir şekilde kararlılıkla sürdüreceğimize inanıyorum. Aynı şekilde Amerikan Başkanı Sayın Trump'a da ateşkesin tesisinde ortaya koyduğu iradeden ötürü tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
Faşir kentinin 26 Ekim'de Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) kontrolüne geçmesinin ardından 4 gün içinde 62 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.Faşir kentinin 26 Ekim'de Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) kontrolüne geçmesinin ardından 4 gün içinde 62 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.
SUDAN'DAKİ SİVİL HALKA YÖNELİK KATLİAMLAR
Sudan'da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El-Faşir'de sivil halka yönelik katliamları göğsünde taş değil, kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız. Sudan'da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam alemine düşüyor.
KIBRIS AÇIKLAMASI
"Kıbrıs Türk halkı, İslam dünyasının ayrılmaz parçasıdır. Özellikle bu kimliklerinden dolayı on yıllardır haksız, hukuksuz ve acımasız bir izolasyona tabi tutuldukları ne yazık ki bir hünarca gelişmedir. Ama buna rağmen Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz baskılara boyun eğmediler. Kendi vatanlarında onurluca yaşama iradesinden vazgeçmediler. Egemen eşitliklerini tartışma konusu yapmadılar. Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda Kıbrıs adasının da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz.
Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum. Sizlerden Kıbrıs Türklerinin iki devletli çözüm temelinde yürüttükleri hak, özgürlük ve adalet mücadelesine daha fazla omuz vermenizi bekliyorum. İnşallah anavatan ve garantör ülke olarak biz de Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacak, haklı davalarında daima yanlarında olacağız.''