Suriye'deki İslami Cephe ve Suriye halkı; Baas Rejimine karşı 1982'den beri verdiği uzun mücadelede Ahmed el-Şara'nın şahsında yeni hükümetin sahibi oldu. İstikamet üzere hayırlı ve hayırlara vesile olsun!..
13 yılda tükenen umutların Astana Üçlüsüne (Türkiye, Rusya, İran) bağlandığı bir zeminin son 13 gününde ezber bozuldu, bilenler sustu, susanlar konuştu!..
Astana'nın tek varisi Türkiye kaldı ama Amerika ve israille!..
Türkiye hariç, ikilinin ne konuşacağı malum! israil Terör Çetesinin güvenliği için bölünmüş bir Suriye ve zenginlikleri sömürülen istikrarsız bir Ortadoğu!
Eğri oturup doğru konuşalım; Türkiye, bu ikilinin bir yerlerinde, uzlaşmaya çalışan veya uzlaşısını tamamlamış bir üçüncü güç.
Trump; bu destan kahramanları için Sina'da, Ürdün'de meskûn mahaller arıyor. Netanyahu; 'Trump'la görüşmemizde Ortadoğu haritasını konuşacağız..' diyor. Gazze sahillerindeki plajları, imarı konuşuyor..
İ.İ.T. devletlerinden ses yok(!)
Suriye; Şara Hükümetinin üzerinden bir süreç yürütüyor gibi ama Amerika'nın pardon israilin planı kusursuz işliyor gibi!..
Türkiye'm de bu plandan pay kapmaya çalışıyor gibi(!)
Şara Türkiye'de! Neyi görüşecek? Bilmeyiz.. Tahmin edebiliyoruz.
Rojava'daki Kürt sorunu, sınır güvenliği, kuzeye operasyon, Suriye'nin kalkınması(!).. Varsa kelin ilacı!.. Bütün bunlar, Suriye'nin bütünlüğü adına konuşulacak ancak israil; Şam'ın 13. km'sinde!.. Zehr-i mar!..
Şunlar da zinhar konuşulmalı:
israil tek kurşun sıkmadan Şam'ın banliyölerinde!.. Suriye'nin gözbebeği, Ortadoğu'nun radarı Golan Tepeleri'nin de ötesindeki ovada.. 'Çıkmam!..' diyor. Onun da sorunu terör(!) Mevziler, kontrol noktaları… kuruyor. Kritik noktaları bombalamasının asıl sebebi de buydu zaten.
Bildiğimiz israil savaşsız çıkmaz!.. Terör yapılanmalarını koordine edecek… Özellikle de mazideki basılmış duygularını, hak kayıplarını konuşan Kürt yapılanmalarıyla iş tutacak…
Türkiye; Milli Şeflerden kalma Kürt/Kürdî/Kürdistan korkusuyla artık yüzleşmeli. CIA/MOSSAD'ın olmayan adalet ve insafıyla dağıttığı adaletin ötesinde, kadim korkularıyla adalet temelinde yüzleşebilmeli!..
Kürdî en mütevazı kazanıma gözleri dönen bir Türkiye'nin küresel hatta bölgesel aktör olması zor. Kayyumlar, İHA/SİHA'larla aranan çözümün ötesine geçmelidir. Görünürde pek bir itiraz gözükmese de bu güzergahtaki haber ve yorumların; kendi faşistini ürettiği, kendi terörünün, hiddet ve şiddetinin değirmenine su taşıdığı ortada!
Her ulusta olduğu gibi Kürt halkında da milliyetçi-ulusalcı hatta ayrılıkçı hareketler güçleniyor! Bu mektebe güç kazandıran da bizatihi bölgedeki devletlerin uygulamalarıdır.
Kendi kendimizi kandırıp seçim sezonlarına ayarlanmış turfanda tarz ve taktikleri bırakmamız lazım.
Mesela Şam'a giden Sayın Fidan ve Kalın; savaşın muzafferi Cihat Cepheleriyle siyasal anlamda ne dayattı ki 'Suriye İslam Cumhuriyeti' yerine "Suriye Arap Cumhuriyeti' doğdu? Neden? 'Mart'ta..' denilen seçimlere ne oldu ki birden; 'Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara' denildi? (Kaynak: İletişim başkanlığı).
Hava savunması çökertilmiş bir Suriye ile 'Hava Savunma Sistemleri' ve 'Stratejik Askeri Anlaşmalar…' konuşulacak mı? Konuşmanın da ötesinde anlaşma imzalanacak mı? Azerbaycan'la yapılan Şuşa Beyannamesi gibi!..
Bu Türkiye'nin zarureti; Suriye'nin birlik ve beraberliğinin dermanı ve samimiyetimizin delili olacak ama nerde?
israil/ABD'nin bunları istemeyecek; ceza kesecek!
Türkiye'nin terörist eylemleri yüzünden her fırsatta dillendirdiği PKK dolayısıyla da DEAŞ hassasiyeti doğru ama yetmeyeceği ortada. Siyonizm; istikrarsız bir Ortadoğu, aktif terör yapılanmaları istiyor...
Ortadoğu'daki devletler; son bir asırdır Batıyı; 'iki dünya savaşına sokan red ve inkarın hafriyat ve molozlarında (faşizm, hedonizm, kapitalizm..) çözüm aramakta!.. Aradıkça batmakta!..
İyisi mi? 'Elde Kur'an gibi bir bürhan-ı mübîn varken…' bir asırdır taşa vurduğumuz şu baltamızı; bari Suriye'de 'red-inkarin..' başına çalalım! Yine yazık olmadan!.. Vesselam.