Avustralya, artan su kıtlığı riski, azalan yağışlar ve nüfus artışının yarattığı baskı nedeniyle deniz suyunu arıtarak tatlı su üretimine dayalı büyük ölçekli bir altyapı hamlesine hazırlanıyor. Ülke genelinde su güvenliğinin giderek daha kırılgan hale gelmesi, desalinasyonu stratejik bir zorunluluk haline getirdi.
Bloomberg’in aktardığı değerlendirmelere göre Avustralya, önümüzdeki 10 yıl içinde 11’den fazla yeni deniz suyu arıtma tesisini hayata geçirmeyi veya mevcut tesislerin kapasitesini genişletmeyi planlıyor. Bu projelerin toplam yatırım büyüklüğünün 23 milyar Avustralya dolarını aşması bekleniyor.
Uzmanlara göre ülkede ortalama yağış miktarları uzun vadeli düşüş eğilimi gösterirken, artan nüfus ve şehirleşme su talebini hızla yükseltiyor. Mevcut baraj ve yer altı su kaynaklarının bu talebi karşılamakta yetersiz kalacağı öngörülüyor.
Bu tablo, Avustralya’yı yağıştan bağımsız, sürekli üretim yapabilen su kaynaklarına yöneltiyor. Deniz suyu arıtma tesisleri, bu nedenle geçici bir çözüm değil, uzun vadeli bir ulusal strateji olarak ele alınıyor.
Planlanan yatırımların önemli bir bölümü Batı Avustralya, Güney Avustralya, Victoria ve Yeni Güney Galler gibi su stresi yüksek bölgelerde yoğunlaşıyor. Hükümetler, büyük şehirlerin içme suyu ihtiyacının önemli bir kısmını deniz suyundan karşılamayı hedefliyor.
Yetkililer, desalinasyon tesislerinin yalnızca kuraklık dönemlerinde devreye giren “acil durum tesisleri” olmaktan çıkarılıp, düzenli çalışan altyapı unsurları haline getirilmesini planlıyor.