En büyük beka sorunumuz israilin varlığıdır

Abone Ol

İşgalci israil tam 680 gündür aralıksız olarak Gazze’de soykırıma devam ediyor.

Çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere yaklaşık 65 bin şehit ve 155 bin de yaralı var.

Gazze Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre, son 10 günde 39’u 5 yaş altı olmak üzere 49 çocuğun açlıktan şehit olduğunu paylaştı.

Kıtlık, yokluk, yetersiz beslenme ve açlıktan şehit olanların foto ve görüntüleri zaten her gün sosyal medya platformlarında yayınlanıyor.

Dünya üç maymunları oynuyor, sözde adalet havarileri olan uluslararası hukuk ve kuruluşlar helvadan yaptıkları putlarını bir bir yiyorlar ve Gazze soykırım vahşetine karşı kimsenin gıkı çıkmıyor.

Halkı Müslüman ülke liderlerinin çoğu zillet elbisesine bürünerek sessizliklerini koruyorlar, konuşanlar da sadece kınamakla yetiniyorlar.

Bu durumdan cesaret alan işgalci siyonistler soykırım vahşetini artırarak devam ediyor. Nasıl olsa ne onlardan hesap soran var ne de onları durduracak bir irade.

Siyonist işgalciler istediği kadını, çocuğu, sivili dilediği zaman dilediği şekilde şehit ediyor. Hem de canlı yayınlarda.

Ferasetsiz liderlerin sessizliği ve halkların çaresizliği, vicdan ehli insanları ve duyarlı Müslümanları artık kahrediyor. Ne yapacaklarını bilmiyorlar?

Binlercesi, şehit Hasan Saklanan gibi bir şekilde bir yolunu bulup Filistin’e, Kudüs’e gidip bireysel eylem yapmak için uğraşıyorlar. Binlercesi de farklı yolları denemek için çabalıyorlar.

Dünya geneli yüz binlerin, belki milyonların katıldığı geniş kapsamlı eylemler kısmi olarak etki etse de özellikle Türkiye ve halkı Müslüman diğer ülkelerde bir türlü iktidarlara somut bir adım attırmıyor.

Bundan dolayı daha da cesaretlenen soykırımcı Netanyahu özel bir kanala verdiği röportajda, “tarihi ve ruhani bir görev” yürüttüğünü, Nil nehrinden Fırat nehrine uzanan Arz-ı Mevud’u kast ederek “Büyük israil Vizyonuna” bağlı olduğunu açıkladı.

Bağlı olduğu vizyona göre, “Büyük israil”in kurulması için işgal edilmesi gereken topraklar ise şöyle: Ürdün, Lübnan ve Kuveyt’in tamamı, Suriye’nin % 90’ı, Suudi Arabistan, Mısır ile Irak’ın yarısı, Türkiye’nin Güneyi, İran’ın batısı... şeklinde devam ediyor.

Tabi soykırımcı Netanyahu’nun bu açıklamasından sonra Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Mısır ve Arap Birliğinden kınama mesajları gelse de kimse onları dikkate almadığı için kınamalarının herhangi bir kıymeti harbiyesi yoktur.

Evet, işgalci israil Gazze’den sonra Lübnan’ı, sonra İran’ı ardınından Suriye’yi vurdu. Kendine göre bir plan ve proje hazırladı. Şimdi ise artık somut olarak “Büyük israil Vizyonu” diyerek Arz-ı Mevud diye tabir edilen toprakları bir bir ilhak etme hikâyesinin girişine başladı.

Hala halkı Müslüman ülke liderlerinden somut bir adım gelmedi ve gelmeyecek gibi de görünüyor. Bu gidişle mezkûr ülkelerin liderleri bir bir ülkelerinin işgal ve ilhak edilecek günleri bekleyecekler. O gün geldiğinde de artık yapılacak bir şey kalmayacak.

Ey halkı Müslüman ülkeler! İster milli çıkar, ister iç ve dış dengeler, ister koltuğunuzu kaybetme korkusu… her ne gerekçeniz olursa olsun mutlak kötülük olan siyonist israilden daha büyük bir beka sorununuz yoktur.

İsteseniz de istemeseniz de bu mutlak kötülük kapınızı çalacaktır.

Ya şimdiden ihtilafi meselelerinizi bir kenara bırakıp birlik olacaksınız ve bu mutlak kötülüğün başını ezeceksiniz ya da halklarınızla beraber işgalci israilin yapacağı zulüm dolu günleri bekleyeceksiniz.