Dünyanın en seçkin 20 bilim kadını

Abone Ol

Bugün değişik bir konuya değişik bir açıdan temas etmek istiyorum. Haber sitelerini dolaşırken bir haber dikkatimi çekti; Kimya Mühendisliği alanında Avrupa’nın en köklü dergilerinden biri olan CheERD bu yıl ilan ettiği “Dünyanın En Seçkin 20 Bilim Kadını” listesinde, Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seda Keskin Avcı’ya yer vermiş. Sevindim, hayat tarzına ve düşüncesine bakmadan içimden gelen bir duyguyla tebrik ettim. Sonra ne kadar gündem olmuş, Türkiye buna ne kadar önem vermiş diye sitelerde bir gezinti yaptım, gerçekten üzüldüm, sanki hiç kimse duymamıştı. Özellikle gençlerin, genç kızların gündeminde böyle bir kişi ve kişiler yoktu. Sonra aklıma etrafımdaki çocukların isimleri geldi. Ufacık bir sitede, küçücük bir mahallede o kadar çok Arda ismi vardı ki. Aynı şekilde kız çocuklarının isimleri de müptezel oyuncuların ve şarkıcıların isimleriydi. İşin İslami yönünü bir tarafa bırakalım, kısa yoldan şöhret ve zengin olmak toplumun, özellikle çocuklarına bu isimleri veren anne babaların yüreklerine işlemiş durumda. Öyle ya, bir kız çocuğu için hiç emek sarf etmeden açılıp saçılarak meşhur olma yolu varken, gece gündüz çalışarak hayatını okumaya ve araştırmaya vermek hiç akıllıca bir iş midir(!) Aynı kestirme yol erkek çocukların da önüne konmuş. Kısa yoldan önce yurt içinde Arda olmak sonra Avrupa’da Arda olmak varken saçlarını ağartarak adı sanı duyulmayan bir Prof. olmak, bir bilim adamı olmak hangi aklın kabul edeceği bir şey? Bu arada söz konusu artistleri, futbolcuları çocuklara yegâne idol olarak sunan bu müptezel medya olduğu müddetçe, beleşçilik, kolaycılık toplum olarak içimize böylesine işlemişken bilmem ki nasıl kurtuluruz. Rabbim akıbetimizi hayreylesin!