Alman Leibniz Enstitüsü’nden bilim insanları, Antarktika’daki çeşitli üslerden topladıkları hava örneklerini incelediklerinde, bu bölgelerde buz oluşturucu parçacıkların (INP) son derece düşük seviyelerde olduğunu saptadı. Bu parçacıklar, normalde buz kristallerinin oluşmasını sağlayan mineral toz, kül, deniz tuzu veya biyolojik kalıntılar gibi elementlerden oluşuyor.
Araştırmacılar, bu parçacıkların azlığı nedeniyle Antarktika üzerindeki bulutların çoğunlukla süper soğutulmuş sıvı sudan oluştuğunu ve bu tür bulutların, buzlu olanlara göre daha fazla güneş ışığını yansıtarak Güney Yarımküre’yi küresel ısınmadan kısmen koruyabileceğini belirtti.
Ancak bu doğal korumanın geleceği tehlikede olabilir. Küresel ısınma nedeniyle buzulların geri çekilmesi, kara parçalarının ve bitki örtüsünün ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu da biyolojik INP’lerin artmasına, dolayısıyla bulutların daha fazla buz içermesine ve güneş ışığını daha az yansıtmasına neden olabilir.