Dünün mazlumu bugünün zalimi oldu

Abone Ol

Yahudi zihniyeti genetiği bozulmuş ürün gibi olmuş. Geçmişte zulme uğrayanlar, bir daha bu zulme uğrama korkusu ile bazen de bilinçli bir şekilde aynı zulmü başkalarına uygulayan zalimler konumuna geliyorlar. Hâlbuki mazlumu en iyi anlayan onlar olması gerekirken tam tersi zalimi en iyi anlayan oluyorlar. Yahudiler, Nazi Almanya’sı döneminde akıl almaz işkencelere maruz kaldılar. 1935’te çıkarılan Nürnberg Yasaları, Yahudileri toplumdan tamamen dışlamanın ilk adımıydı. Ardından gettolar, zorunlu yerleşimler, toplama kampları ve gaz odalarıyla devam eden sürecin her aşamasında büyük bir insanlık suçu işlendi. Kristal Gece saldırılarıyla Yahudi iş yerleri tahrip edilirken binlerce insan tutuklandı, evlerinden koparıldı. Avrupa’nın karanlık tarihindeki bu zulümler, insanlık adına büyük bir utançtı.

Ancak Avrupa’nın zulmüne karşı Müslümanlar farklı bir duruş sergiledi. Zulümden kaçan Yahudiler, İslam topraklarında güvenli bir sığınak buldu. Osmanlı İmparatorluğu başta olmak üzere İslam ülkeleri, Avrupa’dan sürülen Yahudilere kapılarını açtı. 1492’de İspanya’dan kovulan Yahudiler Osmanlı tarafından kabul edilmiş, burada barış içinde yaşamalarına izin verilmişti. Müslümanlar tarih boyunca her zaman mazlumun yanında oldu. Kur’an’da Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında şiddetli bazı uyarılar bulunsa da zulme teşvik eden hiçbir ifade yoktur. Aksine, zulme uğramış olanları korumak ve adaletle muamele etmek emredilmektedir. Bunlar düşmanlarımız olsa bile. İslam hukukunda haksız yere saldırıya maruz kalanların korunması için kesin hükümler getirilmiştir.

Ancak tarih, bu kez trajik bir şekilde tersine döndü. Dün Avrupa’da zulme uğrayanlar, bugün Filistin halkına aynı acıları yaşatıyor. israilin Gazze’de uyguladığı politikalar, Nazi Almanya’sının geçmişte Yahudilere yaptığı zulmü çoktan geçmiş durumda. Tam 75 yıldır aynı zulmü tonunu yükselterek devam ettiriyor. Filistinliler, kendi topraklarında yok sayılıyor, evlerinden sürülüyor ve en temel insan haklarından mahrum bırakılıyor. Dünya, Nazi zulmüne sessiz kalmasının bedelini ağır ödediği gibi, bugün Gazze’de yaşananlara sessiz kalmanın bedelini ileride daha ağır ödeyecek. Hele hele Müslümanlardan gereğini yapmayanlar!

Burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, tarihin döngüsel yapısı ve insanlığın ondan ders almasıdır. Aldığı dersleri tarafsız ve hakkaniyetle uygulamasıdır. Tarih bizlere bir ders vermeli: Zulme uğrayanlar, zulmü benimsememeli. Adalet ve merhamet, insanlığın ortak değerleri olarak yaşatılmalı. Bir zamanlar mazlum olanların, bugün zulmeden zalimler konumuna düşmesi insanlık adına büyük bir trajedidir. Filistin’de yaşanan acılar, tüm vicdan sahibi insanların ve insanlığa karşı sorumluluk sahibi olanların ortak meselesi olmalıdır. Adaletin yerini bulması için sessiz kalmamak ve hakkı savunmak, tarihin bir kez daha zulmün yanında yer almaması için gereklidir.

Yoksa insanlığın adalet, merhamet ve insani duygularını öldürmek, dünyada onarılması imkânsız bir yara açacaktır. Büyük bir silahlanma yarışı, arkasından sonu gelmeyen savaşlara sürükleyecektir. İnsanlığın geleceği için bu zulme son vermek gerekiyor!