Son dönemde Türkiye'de meydana gelen orman yangınlarına dair çeşitli yanlış bilgilerin dolaşıma girmesi üzerine hazırlanan bültende, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla öne çıkan iddialara karşı bilimsel, teknik ve hukuki dayanaklar yer alıyor.
"UÇAK YOK, YANGINLARI MÜDAHALE EDİLMİYOR" İDDİASI
"Uçak yok, kapasite kısıtlı, yangınlara müdahale edilmiyor" iddiasının tümüyle asılsız olduğu belirtilen bültende, Türkiye'nin, 2021'den itibaren orman yangınlarıyla mücadele altyapısını köklü biçimde güçlendirdiği, 2025 itibarıyla 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bine yakın kara aracı ve 25 bini aşkın personelle yangınla mücadelede Avrupa'nın en hazırlıklı ülkelerinden biri olduğu vurgulandı.
Son 23 yılda orman yangınlarıyla mücadelede çok önemli mesafeler kaydedildiği anımsatılan bültende, "2002'de 73 ton olan havadan su atma kapasitesi, 2025 itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopterle toplam 438 tona yükselmiştir. Yangınla mücadelede insansız hava aracı kullanan Avrupa'da ilk, dünyada ikinci ülke Türkiye olmuştur. 14 İHA ve 184’ü akıllı 776 gözetleme kulesinin yanı sıra, yapay zeka tabanlı sistemlerimizle artık yangın tespit süresi 2 dakikaya kadar inmiştir." ifadelerine yer verildi.
"YANGINLA MÜCADELEDE GECİKİLİYOR" İDDİASI
"Yangınlara müdahalede gecikiliyor" iddiasının da gerçeği yansıtmadığı aktarılan bültende, Orman Genel Müdürlüğünün yaptığı sistem modernizasyonları sayesinde yangına ilk müdahale süresinin 2002'de 40 dakika iken, bugün ortalama 11 dakikaya kadar düşürüldüğünün altı çizildi.
"YANAN ALANLARIN BAŞKA BİR AMAÇLA KULLANILMASI YASAKTIR"
Bültende, "Avrupa'da hemen söndürülüyor, bizde günler sürüyor" algısının yanıltıcı olduğu, bu tür kıyaslamaların yangının coğrafi, meteorolojik ve operasyonel koşullarını dikkate almadan yapıldığı ve kamuoyunu yanılttığı kaydedildi.
"YANGIN İŞÇİLERİ YETERLİ EĞİTİM ALMIYOR" İDDİASI
"Yangın işçileri yeterince eğitim almıyor" iddiasının asılsız olduğu belirtilen bültende, yangın işçileri ve Orman Genel Müdürlüğünün tüm personelinin Orman Yangınlarıyla Mücadele Eğitim ve İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi olmak üzere uluslararası standartlara uygun olarak gerekli eğitimlere tabi tutulduğu bildirildi.
"Orman işçilerinin koruyucu kişisel donanımları yok, yanmaya dayanıklı elbiseleri bulunmuyor ve maske takmıyorlar" iddiasının yalan olduğu ifade edilen bültende, orman yangınlarıyla mücadelede gerekli olan koruyucu donanımların her yıl düzenli olarak Orman Genel Müdürlüğünce temin edilerek personellere teslim edildiği vurgulandı.
"GECE UÇUŞLARIYLA MÜDAHALENİN ETKİSİ DÜŞÜK"
Bültende, "Gece uçuşlarıyla müdahale yapılmıyor" iddiasının da yanıltıcı olduğuna işaret edilerek, gece uçuşuyla yapılan müdahalelerin yangını söndürmeye olan etkisinin düşük olduğu, can güvenliği de dikkate alınarak gece uçuşuyla yangınlara müdahale yönteminin tercih edilen bir yöntem olmadığı aktarıldı.
Bültende, "'Yanan alanlara ağaç dikilmiyor' iddiası gerçek dışıdır. 6831 sayılı Orman Kanunu gereği, yanan orman alanlarının başka bir amaçla kullanılması yasaktır. Bu alanların tamamı yeniden ormanlaştırılmak zorundadır. Türkiye bu alanda da somut adımlar atmış, büyük çaplı ağaçlandırma çalışmaları yürütmüştür." ifadelerine yer verildi.
"AĞAÇLANDIRMA EKOSİSTEM VE BİLİME GÖRE YAPILIYOR"
"Yanan alanlar imara açılıyor" iddiasının hukuki ve fiili olarak imkansız olduğuna yer verilen bültende, Orman Kanunu'nun 17. ve 18. maddeleri gereğince, yanan alanların imara açılmasının kesin olarak yasak olduğunun altı çizildi.
"Yanan alanlara yapılan ağaçlandırma çalışmalarında hep çabuk yanan çam ağaçları dikiliyor, meyve ağaçları dikilmiyor, bu da orman yangınlarını hızlandırıyor" iddiasının dezenformasyon olduğu belirtilen bültende, yanan alanlardaki ağaçlandırmanın Orman Genel Müdürlüğü tarafından ekosisteme ve bilime göre yapıldığı bildirildi.
Bazı yangınların uzun sürmesinin nedeninin müdahale eksikliği olmadığı, doğa ve coğrafya şartları olduğu vurgulanan bültende, yangının süresi, bölgenin arazi yapısı, sıcaklık, nem, rüzgar ve yangın tipi gibi pek çok faktörden etkilenildiği aktarıldı.
Bültende, Türkiye'nin Ege ve Akdeniz bölgelerinin yaz aylarında yüksek sıcaklık, düşük nem ve sık rüzgar nedeniyle yangın açısından dünyanın en riskli alanları olduğuna dikkati çekildi.
"CEZALAR KATLANARAK ARTMAKTADIR"
Bazı sosyal medya paylaşımlarında, "orman yangınlarının rant amacıyla organize şekilde çıkarıldığının" iddia edildiği anımsatılan bültende, yangınların büyük bölümünün yıldırım düşmesi, anız yakılması, ihmal veya dikkatsizlik gibi nedenlerle çıktığı ifade edildi.
Bültende, kasıt şüphesi bulunan durumlarda ise cumhuriyet savcılıklarının soruşturma başlattığı ve gerekli adli süreçler işletildiği vurgulandı.
"Orman yangınlarına sebep olanların cezasız kaldığı yönünde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığına" dikkati çekilen bültende, şunlar kaydedildi:
"Mevcut mevzuat, bu konuda oldukça açık ve yaptırımcıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 170, 171 ve 174. maddeleri ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca; orman yangınına sebebiyet veren kişiler hakkında hem adli hem de dar süreçler derhal başlatılmaktadır. Kasten yangın çıkarma fiili, 10 yıla kadar hapisle cezalandırılabilmekte, kamu malına zarar verme, tehdit ve sabotaj gibi ek suçlar oluştuğunda cezalar katlanarak artmaktadır."
Bültende cumhuriyet savcılıklarınca her yangın vakasında delil toplama ve soruşturma süreçleri yürütüldüğü, Orman Genel Müdürlüğü, jandarma ve emniyet birimleriyle koordineli şekilde hareket edildiği belirtildi.
"GEREKLİ TELAFİ SÜREÇLERİ BAŞLATILMAKTADIR"
"Yangın sonrası mağduriyetlerin giderilmediği" yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığı kaydedilen açıklamada, yangından etkilenen bölgelerde zarar tespit çalışmalarının hızla gerçekleştirildiği aktarıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, AFAD ve ilgili sosyal destek birimleri vasıtasıyla vatandaşlara hem ayni hem de nakdi yardımlar ulaştırıldığı belirtilen bültende, "Hayvancılıkla uğraşan üreticilere yem ve hayvan desteği sağlanmakta, tarım arazileri ve konut hasarları hızlı şekilde tespit edilerek gerekli telafi süreçleri başlatılmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Konut kayıplarının giderilmesi amacıyla da TOKİ tarafından afet konut projelerinin hayata geçirildiği bilgisine yer verilen bültende, orman yangınlarıyla mücadelede yalnızca Orman Genel Müdürlüğünün değil, AFAD, Jandarma, TSK, belediyeler ve binlerce gönüllü vatandaşın da sahada görev yaptığı vurgulandı.
Bültende, Türkiye'nin, bu çok paydaşlı koordinasyon modelini başarıyla uygulayan nadir ülkelerden biri olduğunun altı çizildi.