Direniş güçlerine nasıl yardım edebiliriz?

Abone Ol

Önceki yazımızda Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in direniş güçlerine nasıl yardım edileceği konusunda fikir verdiğini, söylediği sözlerinin olduğunu ifade etmiştik. Evet, direniş güçlerine her anlamda destek, direniş güçlerinin yanında durmak ümmet için varoluşsal bir sorumluluktur. Ümmetin Siyonist cepheyle hesaplaşması gün geçtikçe derinleşiyor, her gün yeni bir cephe açılıyor. Hizbullah’ın silahsızlanması için Lübnan hükümetine bu ayın sonuna kadar süre veren Siyonist cephe, Sudan’ın İran ve İhvan’a yakınlaştığı iddiasıyla bu ülkede de büyük bir kaos ve katliamın fitilini ateşledi. Amerika, başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere hain körfez ülkeleri ve Avrupa’yı arkasına alan Siyonist cephe, kontrol ettiği asker kılıklı teröristlerin elleriyle Sudan’da da bir soykırım yürütüyor.

Başını Amerika ve israilin çektiği Siyonist cephenin yarın hangi ülkeye saldıracağı meçhul… Hiçbir İslam ülkesi güvende değil. Ümmet, direnişçilere vereceği desteği aslında kendi geleceğine, özgürlüğüne verecek.

Şeyh Ahmet Yasin, desteğin çok yönlü olması gerektiğini söylüyor. Kültürel, siyasi, ekonomik ve askeri… Ona göre Müslümanlar beş hususta direnişe destek sağlamalıdır.

Birincisi: Filistin halkına manevi destek sağlanmalıdır. Bu halk, yalnız olmadığını bilmelidir. Direnişinin arkasında bir ümmetin duası, kalbi ve iradesi olduğunu hissetmelidir.

İkincisi: Siyasi ve medya desteği zorunludur. Gerçekler sadece Arap ve İslam halklarına değil, düşmanımızın yanında yer alan dünya kamuoyuna da ulaştırılmalıdır. Çünkü düşman, dünya algısını tersyüz etmiş, mazlumu zalim; zalimi ise mağdur gibi göstermeyi başarmıştır. Filistin halkının mağduriyetini ve Siyonist işgalin gerçek yüzünü Doğu’ya ve Batı’ya anlatmak, bu mücadelede kilit önemdedir.

Üçüncüsü: Ekonomik destek olmazsa olmazdır. Zira Filistin halkı “ejderhanın karnında” yaşıyor; yani her an kuşatılabilir, aç bırakılabilir, yavaşça tüketilebilir bir durumdadır. Halkımız, topraklarında direnebilmek için maddî desteğe muhtaçtır. Bu destek, onları göç etmeye zorlayan şartları hafifletmek içindir. Gıda, ilaç, barınma gibi yaşamsal ihtiyaçlar, işgalin yıktığı yerleri ayağa kaldırmak için gereklidir. Şehit ailelerine, yaralılara, esirlere, dul ve yetimlere sahip çıkmak, işgalin sosyal tahribatına karşı bir panzehirdir.

Dördüncüsü: Askerî destek de gereklidir. Her ülke kendi imkânları ölçüsünde buna katkıda bulunabilir. Bu destekten kastımız, Filistinli direnişçilere mevcut savaş şartlarına uygun ve etkili silahların ulaştırılmasıdır.

Beşincisi: Arap ve İslam halklarının önündeki sınırlar açılmalı, bu halklar doğrudan mücadeleye katılabilmelidir. Eğer bu gerçekleşirse, Allah’ın izniyle bu savaş, nihai ve kesin zaferin savaşı olacaktır. Ve bu da Siyonist varlığın sonunu getirecektir.

Şeyh Ahmet Yasin’in gösterdiği yolda ümmet önemli bir aşama kat etti elhamdülillah. Manevi ve medya desteği… Artık tüm dünya Siyonist rejimin gerçek yüzünü anlamış bulunmaktadır. Amerika’nın ve Avrupa’nın çirkin yüzleri halklar nezdinde deşifre olmuştur. Ancak bu destek, manevi ve medya desteği sürekli canlı tutulmalı ve daha da güçlendirilmelidir.

Ekonomik destek de yetersizdir. Bugün Gazze, Filistin, Şeyh Ahmet Yasin’in dönemindekinden çok daha fazla ekonomik desteğe muhtaçtır.

Silah desteği ve bizzat savaşçı katkısı Şeyh Ahmet Yasin dönemindekinden çok çok daha elzemdir. Sadece Gazze’ye, Filistin’e değil, Siyonist rejim ve destekçilerine karşı mücadele eden tüm direniş güçlerine her türlü destek verilmelidir. Kültürel, siyasi, ekonomik, askeri destek… Ümmet varoluşsal bir tehditle karşı karşıyadır. Bu tehdidi bertaraf etmek için ümmetin topyekûn bu savaşta yerini alması gerekmektedir.