Dindarlar ve kürtler: proje devam ediyor

Abone Ol

Liberaller, solcular, neo solcular, beyaz ve beyazımsı Kürtler hep bir ağızdan başladılar konuşmaya.
Sözler farklı ağızlardan çıkıyordu; ama aslında hepsi de aynı şeyi söylüyordu: 'Biz dememiş miydik?'
Ne demiştiniz baylar bayanlar?
Kemalizmle hesaplaşalım mı demiştiniz?
Altı okun 'milliyetçilik' maddesini tartışalım mı demiştiniz?
Bu çağda 'değiştirilmesi teklif dahi edilemez' şeklinde anayasa maddesi olmaz mı demiştiniz?
Geçin bunları baylar bayanlar!
Bunların hiçbirini demediniz. Şimdi şartlar uygun ya hepiniz özgürlükçü kesildiniz, bu da yetmezmiş gibi günahlarınızı örtmek için etrafa sataşmaya başladınız.
Ama ben bunlarla ilgilenmiyorum merak etmeyin.
Kürtler ve dindarlar şeklindeki ayırımdan söz etmek istiyorum.
Evet, sevgili okurlar,
Dikkatinizi çekti mi bilmem; ama ben çok rahatsız oldum.
Bu söze değil, çünkü ilk defa duyduğum bir şey değil.
Birileri bu projeyi uzun zamandır yürütüyor zaten.
Öyle ya 'Kürtler ve dindarlar' diye bir ayırım yapıyorsan Kürtleri dindar saymıyorsun demektir.
Kürtler dindar değilse ne oluyor o halde? Dinsiz mi, liberal mi, nihilist mi?
Dindarlar kim oluyor öyleyse? Türkler mi?
Bazı itirazlar da geldi tabii.
Dindarların tümünün aynı kefeye konmasına itiraz etti bazı yazarlar.
Kimilerinin en sıkıntılı zamanlarda Kürtçülükle suçlanma pahasına konuyu gündeme getirdiğini söylediler.
Cemal Uşşak adındaki adam kendisine getirilen eleştirilere ve dindarları tümüyle aynı kategoriye almasına itiraz edenlere de cevap verdi tabi.
Kürt meselesini gündeme getiren dindarların 'kürt kökenli' olduğunu söyledi.
Kendisinin nurcuları, Milli Görüş çizgisini ve tarikat çevrelerini düşünerek bu sözü söylediğini iddia etti.
Yani Kürtlerin ıstırabını anlamayan dindarlar derken bunları kast etmiş.
Ama söylediklerinin tümüne bakıldığında böyle anlaşılmıyor.
Bir projenin devamı gibi görünüyor.
Projeyi fark ettiniz değil mi?
Kürtler dindar değil, Kürtler dine mesafeli olan Pkk`ye yakın.
Türkler dindar, dindarlardan oluşan Türk devleti Kürtlere bu kadar zulmetti.
Böylece Kürtler, dindar Türklerin bu davranışlarından dolayı dinden uzaklaşsın, dindar Türkler de Kemalist rejimin uygulamalarına dini reflekslerle sahip çıksın. Aslında sonuçta ne oluyor biliyor musunuz?
Ne Kürtlerde din kalıyor, ne Türklerde.
Proje Amerika`larda hazırlanıyor; ama bizim özeleştiri yapan dindar ve hoşgörülü gazetecimiz hemen sahipleniyor.
Gelelim mezkur şahsın yakın durduğu çevrenin siyasi duruşuna.
Kendilerinin uzun zaman Kürtlerin ıstırabını anlamadığı konusu doğru.
Dünyaya başka gözlüklerle bakıyorlardı bir dönem. Türk olmak en önemli değerdi o zamanlar.
Mesela Mehmet Pamak, Türk asıllı Afganlı Azadbeg Kerimiyi eleştirdi diye Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Selim ile polemiğe girmiş ve sonunda Pamak`ın gazetedeki yazılarına son verilmişti.
O süreçte Pamak, milliyetçi ideolojiyi bırakıp Müslüman olduğunu söyleme safhasındaydı.
Sadece bu da değil.
Gazete yazarları Kürtçenin aslında Türkçenin bir kolu olduğunu ispatlamaya çalışıyor, Kürtçe çadır anlamında kullanılan 'Kon' kelimesinin Türkçe 'Konmak'tan türetildiğini iddia ediyorlardı.
Yani bırakın dil ve kültür konusunda Kürtlerin ıstırabını anlamayı, asimilasyon konusunda hakim rejimle aynı dili konuşuyorlardı.
Şimdilerde Kürtlerin ıstırabını anladığını söylemeye çalışıyor Uşşak.
Biraz önce söylediğim gibi ben aynı kanaatte değilim.
'Kürtler ve dindarlar' ayırımı kökü dışarıda bir projenin devam ettirilmesidir.