“De ki o halde Allah’a koşun!”

Abone Ol

“Şehrin öteki ucundan koşarak bir adam geldi ve dedi ki: ‘Ey kavmim! Bu elçilere uyun. Sizden hiçbir ücret istemiyorlar. Onlar hidayete ermiş kimselerdir.’” (Yâsîn, 36/20-21)

Müfessirlerin çoğu bu adamın Habîb-i Neccâr olduğunu söyler. O, dünya malına aldanmadı; Rabbine imanla koştu, Resullerin çağrısına “Lebbeyk” dedi. Bunun karşılığında kavmi tarafından öldürüldü ama Rabbinden şu müjdeyi aldı:

“Cennete gir!” denildi. O da, ‘Keşke kavmim bilseydi! Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram görenlerden kıldığını.’ dedi. (Yâsîn, 36/26-27)

Habîb-i Neccâr koştu, ama nereye koştu? Dünya ve menfaatlere, mala makama değil, Rabbine koştu.

Rabbine koştuğu için Rabbi onun ayağına Cenneti getirdi.

Zira Allah Muttakilerin ayağına Cennetini getirir.

Peki biz kime ve nereye koşuyoruz?

Bizim hızımız, gayretimiz, fedakârlığımız kime yöneliyor?

Dünyanın makam ve mevkisine mi, yoksa Allah’ın davetine, dinine ve davasına mı?

Rabbimiz buyuruyor:

“Hayır! Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.” (A’lâ, 87/16-17)

Bugün iş, kariyer, şöhret, lüks hayat için koşarken, aynı azimle Allah’ın davetine koşabiliyor muyuz?

Aynı enerjimizi, insanların ıslah ve hidayeti için harcıyor muyuz?

Bir yetimi sevindirmek, bir mazlumu savunmak, bir hakkı haykırmak için de aynı hızla harekete geçebiliyor muyuz?

Resûlullah (sav) şöyle buyuruyor:

“Kıyamet günü herkes sevdiğiyle beraberdir.” (Buhârî, Edeb 96)

“Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan kimsedir. Âciz kişi ise nefsinin arzularına uyan ve Allah’tan (boş) temennilerde bulunandır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25)

Demek ki asıl akıl, kendimizi sorgulamaktır:

Hangisi bize daha cazip geliyor: Allah’ın çağrısı mı, nefsin arzuları mı?

Hangisine daha hızlı “lebbeyk” diyebiliyoruz: Ahirete mi, dünyaya mı?

Habîb-i Neccâr’ın koşusu cennete ulaştı. Bizim koşumuz ise ya Rabbimizin rızasına çıkacak ya da dünyanın fani gölgeleri arasında tükenecek.

Öyleyse gelin, şu soruyu kalbimize kazıyalım:

Ben kimin çağrısına koşuyorum?

Cevap, sadece dünyadaki yönümüzü değil, ahiretteki yerimizi de belirleyecek…

Öyleyse Dünya ve Ahirette mesrur olmak istiyorsak,

“Fefirrû İlallah” Ayetine kulak vererek Allah’a koşacağız.

“Dekin: O halde Allah’a koşun!” (Zariyat 50.)