Ne olacak Gazze’nin bu hali? Soykırım ne zaman duracak? Terörist israil, ateşkesi ihlal ederken biz de seyretmeye devam mı edeceğiz?
Dünya literatüründe ATEŞKES diye bildiğimiz kavramın işlevi değişti de biz mi duymadık? Ateşkes yürürlükteyken silahların susması gerekmiyor muydu? Neden tek taraflı ihlale ateşkesin garantörü ülkeler müdahale etmiyor?
Geçtiğimiz günlerde MİT Başkanının da katıldığı Kahire toplantısında diplomatik girişim ve söylemlerde bulunuldu ancak işgalci israil sözden mi anlıyor!..
BM, İİT, Müslüman ülkeler neden karşı çıkmıyor? Müslüman ülkeler birbirlerine karşı mangalda kül bırakmazken konu israil, ABD olunca neden sadece diplomatik süreçler işletilir?
Gazze’yle başlayan israil terörizminin şimdilik Suriye, Lübnan olunca Türkiye’yi tehdit etmediği iddia edilebilir mi?
Gürcistan’da düşen askeri uçağımızın siyonist-ABD tarafından ‘Ayağını fazla uzatma’ bir ön tehdidi olarak düşürülmediğinden emin miyiz? Ya illa da saldırılar sınırlarımız üzerinden geldikten sonra mı harekete geçeceğiz?
Ne zaman askeri seçenekler masaya yatırılacak?
***
Gazze’yi yerle bir ettiler… Yüzbinleri katlettiler… Yetmedi, hâlâ öldürmeye devam ediyorlar, hem de sözde ateşkese rağmen..
Öyle anlaşılıyor ki yapılan bu ateşkes ilanı aslında dünya halklarının siyonist teröristlere karşı yükselen tepkiyi dindirmek içindi.
Çünkü soykırım biraz yavaşlasa da olduğu gibi devam ediyor. Nasıl mı?
Bu ateşkes günlerinde şehid edilenlerin sayısı 400’e yaklaştı.
Euro-Med İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre şu ana kadar teslim edilen 400’e yakın Filistinli esirin nazenin bedenleri işkence izlerinden, kesilen parmakları, oyulan gözleri, çalınan organlarından dolayı tanınamaz halde!..
Hayvanların bile yapmayacağı vahşiliği yapmışlar… Ve siyonist zindanlarda bulunan çocuklar da dahil tüm esirler insanlık dışı işkenceler altında tutulup keyfi katledilmeye devam ediliyor..
Sözde ateşkes çerçevesinde açılması gereken sınırlar hâlâ açılmış değil…
Sarı hata çekilmiş olan işgal askerleri şehirden çıkmaları gerekirken Gazze’ye doğru hattı genişletiyor!
Yetmiyor, Sarı hattı aşarak cinayet işliyorlar, kaçırma girişimlerinde bulunuyorlar.
Sarı hattın arkasına düşen kısımdaki topraklarda yeraltı tünellerinde merkez karargâhlarıyla iletişimleri kopuk 200 civarında mücahidin geçişi neden sağlanmıyor? Ateşkesten haberleri olmayan bu mücahidlerin akıbeti neden siyonistlerin olmayan insafına bırakılmış!..
Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre, Gazze'de şu anda yaklaşık 200 bin yaralıdan 42 bini ağır yaralı.
Siyonist saldırılarda aldığı yaralanmalar nedeniyle giderek ağırlaşan acılarına merhem olacak bir süreç neden başlatılmıyor? Dörtte biri çocuk olup vücutlarının herhangi bir uzvu parçalanmış, kol ya da bacağı kopmuş bu yaralıların ölmesi mi bekleniyor?
Hâlâ yeterli gıda, su, ilaç tıbbı malzeme, yakıt, inşaat malzemeleri gibi insani yardımların giremediği Gazze halkının yavaş ölümlerini mi oturup izleyeceğiz?
Yoksa atılmadık bir atom bombasıyla toplu yok edilmelerini mi bekliyoruz?
Daha ne olacak ki harekete geçelim?
Yetmedi mi bu zillet halimiz?
Ne zaman ayağa kalkacağız?
Ümmeti olarak övündüğümüz Mücahid Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in en az 26 kez çıktığı Gazvelerde yaptığı Cihad, biz iki milyar Müslüman’a farz değil mi?
Daha kıldığımız namazın hakkını veremeyen; İslam ahlakını davranışında, ailesinde, ticaretinde uygulayamayan; etnik veya mezhebi farklılıklara tahammülü olmayan İslam alemi için Cihad çok ağır gelmekle beraber İslami bir kavramın ötesine geçmemesi gereken marjinal bir olgu konumunda maalesef!..
Hele de kimliği Müslüman, ancak yaşantısı İslam dışı olan kesimlerin insanlık düşmanı siyonist yaratıklara karşı cihadı kuşanan HAMAS hareketi gibi vatan müdafaası yapan Müslümanları “terörist” olarak yorumlamaları ise ayrı bir terane..
Bundan dolayı:
İslam ülkeleri eğer ki siyonist israile karşı Filistin’e askeri anlamda el uzatamayacaksa en azından Filistin halkının kurtuluş hareketi HAMAS’ın silahlarını teminat altına alacak adımlar atmalıdır.
Sonuç itibariyle Filistin topraklarında yaşananlar; dini, dili, rengi ne olursa olsun tüm dünya halklarının topyekün siyonist yaratıklara karşı ayaklanması gereken bir insanlık vazifesi olarak orta yerde duruyor.
Müdahil oluruz, olmayız o nasip işi..
Ancak kâinatın sahibi Yüce Allah’ın hesabı devreye girince herkes elinden geldiğinin şerefine nail olacak.