Çok çalışmak lazım!

Abone Ol

Çevrede olup bitenleri takip edince, çok çalışmanın ne kadar elzem olduğu apaçık ortadadır. Gazze’de yaşananlar adeta Arş-ı Âlâ’yı titretirken, devam eden ölüm sessizliği bizlere daha çok çalışmayı gerekli kılıyor.

Gazze, siyonist saldırıların altında; aile, ahlak düşmanlarının hedefinde; Din-i Mübin-i İslam ise iç ve dış düşmanların hücumunda.

Her vesileyi değerlendirerek çok çalışmak lazım. Bayramlar da bu çalışma için önemli fırsatlardandır. Ziyaret ederek daha çok kişiye ulaşmak ve anlatmak… anlatmak… anlatmak…

Zira bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yetebilir. Ve uyandırdıkça işlerin daha da yoluna girdiği görülmeye başlanacaktır.

Bugünlerde yürüyen ve “Terörsüz Türkiye” diye tanımlanan süreçle ilgili belirsizliklerin fazlalığı da insanı tedirgin ediyor. Öcalan’ın örgütün fesih kongresine gönderdiği mesajda, “evli evine, köylü köyüne” türünden bir yaklaşıma yer verilmediği açıkça görülüyor.

Mesajda sıralanan zehirli fikirler, örgütün gerçek amacını bir kez daha gözler önüne seriyor. Örgüt, içine düştüğü açmazdan kurtulmanın siyasî yollarını arıyor, ancak asıl hedefinden ve gayesinden bir milim bile sapmıyor.

Kürtlerin başına bela olmuş bu zalim organizasyon, yıllarca şiddet uygulamakla kalmayıp halkın inanç ve değerleriyle de savaşmıştır. Yeni süreçte de aynı fikirlerin savunulması, örgüt elemanlarına “yeni sürece hazırlıklı olun” çağrısı yapılması; milletini, dinini, diyanetini seven herkese yeni sorumluluklar yüklemektedir.

Örgüt, Kürtleri dininden ve tüm değerlerinden koparmaya çalışan bir yapı gibi davranmaya devam ediyor. Aileyle savaşı esas alıyor, evlilik müessesesini gericilik olarak görüyor, kadın evliliğini kadının mülkleştirilmesi diye addediyor ve evlilikten kaçınmayı dayatıyor. Bununla aslında ahlaksızlığı ve kadının korunaksız kalarak ensesi kalın, göbeği şişkinlere köle olmalarını özgürlük diye pazarlıyor. Dağlarda dünyanın eziyet ve çirkefliğini yaşayan kadınları özgürleştirdiklerini höykürüyor. Öcalan’ın sözde önderliği ise adeta tanrılaştırılıyor.

Bu örgütün gerçek yüzünü anlatmak, vicdan sahibi herkesin, iman ehli her müminin görevidir. Bu anlayış, bu ihanet hiçbir yerde meşrulaştırılmamalı, acilen bu mefsedete karşı önlemler alınmalıdır.

Yine mübelliğler (tebliğ edenler), köy köy, mahalle mahalle dolaşarak bu gerçekleri anlatmalıdır. Hainlerin yüzünü teşhir etmeli, doğru ve güzel olanı, İslam’ı ve Kur’an’ı anlatmalıdır. Gezmek, ziyaret etmek, sormak ve anlatmak…

Bundan böyle yeniden ve yalnızca tebliğ etmek vardır; çalışmak ve anlatmak vardır.

Allah yardım etsin. Bizi ve memleketimizi bütün şerlilerin şerrinden korusun, muhafaza etsin! Âmin.