SUMUD Filo’suna katılıp terör örgütü tarafından kaçırıldıktan sonra, esir alınan aktivistlerden serbest bırakılıp Türkiye’ye dönenlerin kararlılıkları ve açıklamaları çok dikkat çeken noktalar içeriyor.
Özellikle Türkiye vatandaşlarının kendilerini karşılayıp sorgulayanlarla ilgili verdikleri bilgiler kan dondurucu türden.
Bazı SUMUD Filo’su katılımcıları Aşdod limanına vardıklarında kendilerini çok iyi Türkçe konuşan kişilerin karşılayarak sorguladıklarını anlattılar.
Yine Filoda bulunan aktivistlerden Bekir Develi’nin de şahitliğiyle, denizde gemilerine el konulduktan sonra gemilerini çekmek üzere gelen savaş gemisinde Eray isimli bir askerin de görev aldığını öğreniyoruz.
Kim bu kişiler? MOSSAD’ın yetiştirdiği ajanlar mı yoksa çifte vatandaşlığa sahip olan kişiler mi? Terör örgütünün 2 yıldan beridir sürdürdüğü katliamdan bugüne, başta HÜDA PAR olmak üzere duyarlı birçok insan ve kesim bu konuya dikkat çektiler.
Türkiye ve terör devleti pasaportuna sahip kimi çifte vatandaşların gidip Gazze’de savaşarak katliamlarda rol aldıkları defalarca ifade edildiği halde Türkiye devleti bu konuda şimdiye kadar adım atmadı.
Bu durum, bu katliamcı çifte pasaportluların daha da azmalarına ve pervasızca davranmalarına yol açıyor.
İşte bu insanlar, SUMUD aktivistlerine yapılan zulüm ortamında üzerlerine düşeni yaparak terör devleti adına görevlerini yerine getirdiler.
Bu konu artık nihayete erdirilmeli ve bu insanlar, HÜDA PAR’ın verdiği yasa tasarısı yasalaştırılarak cezalandırılmalıdırlar.
Basından takip edebildiğim kadarıyla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı SUMUD Filo’suna yapılan terör baskını ve neticesinde Türkiye vatandaşlarının kanunsuz bir şekilde kaçırılıp göz altına alınmasıyla ilgili soruşturma başlatmış.
Gemilere çıkan terör örgütü üyelerine, o askerlere soruşturma açılması ne getirir onu bilmem. Fakat kolayca tespit edilebilecek bu iki pasaportlu ve ikiyüzlü katillerle hesaplaşmak çok daha kolay ve gerçekçi olabilir.
Yine geçen hafta içerisinde basına, İstanbul’da MOSSAD’a operasyon düzenlendiği ve onlar adına ajanlık yapan iki kişinin yakalandığı haberleri düştü. Bunlar parayla satın alınmış aşağılık insanlar. İnanın ki; bu satın alınmış aşağılıklar, anılan o ikiyüzlüler kadar tehlikeli değiller.
Bu ikiyüzlü ve iki pasaportlu katiller terör örgütünün gönüllü birer askerleridirler. Bu katillerin elbette uçuşları, gidiş gelişleri bellidir ve devletin elindedir.
Bu insanlar doğal olarak uzun vadede vatandaşlıktan çıkarılmalıdırlar. Ama öncelikle bu insanların katliamla, soykırımla yargılanmaları gerekmektedir.
Türkiye’de halkın büyük bir kesimi terör örgütüne karşı sokaklara çıkarak net bir tavır sergilerken devletin de bundan geri kalmaması ve artık safları tam olarak netleştirmesi gerekiyor.
Bu ikiyüzlü ve iki pasaportlu katiller ülkede ellerini kollarını sallayarak dolaştıkça, istedikleri zaman katliama gidip orada çocukları katlederek istedikleri zaman da geri dönebildikleri müddetçe Türkiye’nin siyonizme karşı verdiği mücadele başarıya ulaşamaz.
Bu katiller hak ettikleri cezalara çarptırılmadıkları müddetçe Türkiye’nin içerisinde doğal ajanlar olarak dolaşacak ve emir almaları durumunda gerekirse askeri operasyonlar bile düzenleyebileceklerdir.
Türkiye’nin her yönüyle zalim terör örgütüyle olan her türlü ilişkisini kesmesi buna da şu eli kanlı katillerden başlaması gerekiyor.