Çarşaf İzzet, İffet ve Ahlakın En Nadide Sembolüdür

Abone Ol

Çarşaf; sadece kadını örtmez aynı zamanda izzetin sembolüdür, çünkü kadını yüceltir.

İffetin sembolüdür, çünkü onu bir hazine misali, kem gözlü iffet hırsızlarından muhafaza eder.

Ahlakın sembolüdür, çünkü niyeti ve duruşu önemser, kadının dişiliğini değil de kişiliğini ön plana çıkarıp onu değerli kılar.

Özgür seçimin sembolüdür, çünkü dayatma değil irade ile giyilir.

İslam kültürünün zarafetinin sembolüdür, çünkü İzzeti, vakarı, haya ve edebi taşır.

Kıyafetler modaya göre değişir ama izzet, iffet ve edep hiçbir zaman modası geçmeyen değerlerdir.

İşte bu yüzden çarşaf, yalnızca bir örtü değil, ahlakın en nâdide sembollerinden biridir.

Bingöl’de icazetlerini tamamlayan alime kızlarımızın onurlu duruşu kendini bilmez, kitap bilmez, had bilmezler tarafından eleştiri konusu olsa da o muazzam fotoğraf karesi yüreklerimizdeki umut tohumlarının yeniden yeşermesine vesile oldu.

Zira gelecek nesillere ilim, irfan, iffet ve haya ile yön verecek Meryemlerimiz, bu Meryemleri yetiştirecek fedakar Hannelerimiz geliyor elhamdülillah!

Tabi, müminler bu güzel tabloyu bu şekilde değerlendirip buna sevinirken, münafıklar da “çamur at izi kalsın” taktiğiyle saldırılarına devam ediyorlar.

Yüreğimizi acıtan yanı da bu saldırıları yapanlar sözde baş örtülü Müslüman kisvesine bürünen nifak ehli olan taife olmasıdır.

Ama buradan bir kez daha şu had bilmezlere şunu söyler ve hatırlatırız ki, hiç bir din ve ideoloji İslam’ın kadına verdiği değeri vermemiştir. Öyle ki, Cennetleri ayakları altına serivermiş, tesettürü başlarına taç eylemiştir.

İcazet alan kızlarımız ve çarşaflı tesettürlü tüm bacılarımız, iffet ve haya sembolü olan çarşafı kendi iradeleriyle giymiştir. Şunu iyi bilin ki Allah’ın ayetini üzerinde taşımak her kula nasip olmayan büyük bir nimettir.

Dolayısıyla vakar libasına bürünen, her biri iffet abidesi olan, bu nazenin güllerimize hakaret etmek ne Müslümanlığa ne de insan onuruna yakışmayan aşağılık bir harekettir.

Tarihten bu deme...

Her daim Müminler taşlanmış, dışlanmış en ağır hakaretlere maruz kalmışlardır.

Zira meyveli ağaçlar taşlanırmış.

Fakat onlar bizi taşladıkça, biz daha da güçlenip, dal budak verip kök saldık Elhamdülillah!

Hakeza Güneş balçıkla sıvanmaz bu güneşe gölge düşürmeye hiç kimsenin gücü de yetmez!

“Zira kâfir ve münafıklar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”

Bu davanın aziz hamileri, yer yüzünün en ücra köşelerine bu nuru taşıyacaklar biizniallah!

İnsan kılıklı yarasalar bu Nur’dan rahatsız olsalar da elbet bir gün bu Nur tüm insanlığın üzerine doğacaktır inşallah!

Rabbim bizleri bu Nur’un hamileri ve öncülerinden eylesin! (Amin)

Vesselam.