Bu pazar günü Ankara’da Anadolu’dan Meclis’e Meclis’ten Gazze’ye temalı büyük bir yürüyüş düzenlenecek.
Gazze’deki insani krize insani bir koridor açılması açısından çok önemli bir program.
Normalde olması gereken;
Meclis vekillerinin Anadolu'ya yürüyüşlere çıkmalarıydı. Bu yürüyüşlerinde:
“Ey Anadolu halkı!
Siz sahip olduğunuz inancınız ile asırlarca dünyada muzaffer bir şekilde yaşadınız.
Değer ve medeniyetinizde zulüm yapmak olmadığı gibi zulme rıza göstermek de olmadı.
Şimdi Gazzeli kardeşlerimiz eşi benzerine rastlanmamış bir zulüm ile karşı karşıya.
Ve biz buna razı olamayız. Bunun için sizden yetki istiyoruz.
Gazze'ye sahip çıkma konusunda bu yetkiyi bize veriyor musunuz?” diye şehir şehir dolaşmaları gerekiyordu.
Çok ütopik oldu belki; ama normali buydu. İnancın, insanlığın ve vicdanın gereği buydu.
Ama bu olmadı, olmuyor.
Bundan dolayı halkın inancı ve iradesi onları zorlamalı.
İşte Anadolu'dan Meclis’e Meclis’ten Gazze'ye yürüyüşü bu anlamda çok kıymetlidir.
Bu yürüyüş siyasi değil; insanidir, vicdanidir.
Asla cılız bir ses şeklinde kalmamalıdır.
Yöneticileri harekete geçirebilecek güçte olmalıdır.
Gazze ile ilgili belki de atacağımız en somut adımlardan biridir.
En yüksek ve gür bir ses ile kardeşlerimizin duyulmayan seslerini bu şekilde duyurmaktır.
Anadolu Gazze'ye sahip çıkıyor, duruşunu bu vesile ile sergilemektir.
Sözün ötesine geçmek, kınamaları kınamaktır.
Ey milletin vekilleri! Millet sizden Gazze'ye sahip çıkmanızı istiyor, demektir.
Bu yürüyüş şimdiye kadar yapılan bütün tepkilerin belki de toplamı gibidir.
O sebeple şartlar, imkanlar zorlanmalıdır. Katılım konusunda ciddi destek sağlanmalıdır.
Haydi Anadolu, haydi vicdan sahibi tüm insanlar!
Aç ve susuz çocuklar
Çaresiz anne ve babalar
Yetimler, öksüzler
Bebekler, ihtiyarlar
Gazi ve şehidler adına bu yürüyüşte yerimizi alalım.
Sessizliğimizi haykıralım.
Milletin meclisinde vicdanı harekete geçirmeye vesile olalım.
Başkentte buluşma duası ile.