Bu yöntem, bağırsak bakterilerinin genetik olarak değiştirilerek, böbrek taşı oluşumunun başlıca nedeni olan "oksalat" maddesini parçalayabilmesini sağlıyor.

İngiliz Daily Mail gazetesine göre araştırmacılar, çalışmaları kapsamında 51 gönüllü üzerinde klinik deney gerçekleştirdi. Bu kişiler arasında, böbrek taşlarının tekrarlamasına yol açan yaygın bir durum olan bağırsak kaynaklı hiperoksalüri (intestinal hyperoxaluria) tanısı konmuş 12 hasta da bulunuyordu.

Deney Süreci ve Bulgular

Katılımcılar iki gruba ayrıldı:

Birinci grup, genetik olarak değiştirilmiş bakteri içeren kapsüller aldı.

İkinci grup ise plasebo (etkisiz ilaç) aldı. Tedavi süreci bir ay sürdü.

Tüm katılımcılara ayrıca, bakteri aktivitesi için uygun bir ortam sağlamak amacıyla, asit giderici ilaçla birlikte suda çözünmüş porfirin tozu verildi.

Deney sonunda, genetiği değiştirilmiş bakteri kullanan grupta idrardaki oksalat seviyelerinde anlamlı bir düşüş gözlendi.

Araştırmacılar, bağırsak florasında bulunan belirli bir bakteri türünü genetik olarak değiştirerek, oksalatı parçalayabilme yeteneği kazandırdı. Oksalat, ıspanak, kuruyemiş, siyah çikolata ve çay gibi gıdalarda yüksek miktarda bulunan ve böbrek taşı oluşumuna katkı sağlayan bir bileşiktir.

Ayrıca, bu bakteriler besin kaynağı olarak yalnızca porfirin maddesine bağımlı hale getirildi. Porfirin, bağırsaklardaki çoğu bakterinin sindiremediği bir karbonhidrat türüdür. Bu sayede, genetiği değiştirilmiş bakterilerin bağırsakta daha uzun süre hayatta kalabilmesi sağlandı.

Çalışmanın baş araştırmacısı Weston Whitaker, bakterilerin porfirinle beslenmesinin araştırmacılara "öldürme anahtarı" sunduğunu belirtti. Whitaker, bu mekanizma sayesinde, bireylerin porfirin alımını durdurarak bakterilerin faaliyetini kolayca sonlandırabileceğini söyledi.

Whitaker ayrıca, bu yöntemin iltihaplı bağırsak hastalıkları ve bazı kanser türleri dahil olmak üzere, başka bağırsak hastalıklarının tedavisinde de kullanılabileceğine inandıklarını ve şu anda irritabl bağırsak sendromu (IBS) hastaları üzerinde yeni klinik denemeler yürüttüklerini açıkladı.

Muhabir: Muhammet Mahsum Tuna