Birleşmiş Milletler Genel Kurulu: Amacından Uzak Bir Toplantı

Abone Ol

Birleşmiş Milletler’in 80. Dönem Genel Kurul toplantısı bu yıl da her zamanki gibi ABD’nin New York şehrinde gerçekleştirildi. 193 üye ülkenin katılım hakkına sahip olduğu bu toplantı, küresel sorunların ele alınması açısından önemli bir platform olarak görülse de gerçek anlamda adil ve tarafsız bir atmosferden oldukça uzaktı.

Aslında böylesine kritik toplantıların, ABD gibi hiçbir zaman tarafsız kalmamış bir ülkede değil; bağımsız ve tarafsızlığıyla bilinen bir ülkede yapılması daha doğru olurdu. Çünkü bugüne kadar New York’ta yapılan hiçbir Genel Kurul toplantısı ne amacına uygun gerçekleşti ne de dünya sorunlarına kalıcı bir çözüm üretebildi.

Gündem Yine Iskalandı

23-26 Eylül tarihleri arasında devam eden bu yılki toplantıda savaşlar, küresel güç dengeleri, yoksulluk ve gelir adaletsizliği gibi insanlığın en yakıcı sorunları masada olmalıydı. Ancak ne yazık ki, birkaç istisna dışında, liderlerin büyük çoğunluğu bu konuları kürsüden dile getirmedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın konuşması ise adeta toplantının ciddiyetini gölgeledi. Trump, dünya liderlerine hitap eden bir devlet başkanı gibi değil, sanki köy ağası edasıyla konuştu. Genel Kurul’da bulunan liderlere maraba muamelesi yaptı, herkesi fırçaladı. ABD ile ticaret yapmayı bir zorunluluk gibi sunarken, kendisini de dünyanın tek lideri konumunda göstermeye çalıştı.

Çözümsüzlük Devam Ediyor

Rusya-Ukrayna savaşı için bir çözüm önerisi ortaya konulmadı. israil-Filistin meselesinde ise yine hiçbir adım atılmadı. Trump’ın israil yanlısı tutumu, bu konunun da görmezden gelinmesine neden oldu. Genel Kurul, insani sorunlardan çok, ülkelerin kendi çıkarlarını ve ticari fırsatlarını öne çıkardıkları bir fuar havasında geçti.

Bu yüzden artık bu toplantıların adının “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu” değil, “Küresel Ticaret Fuarı” olarak değiştirilmesi belki de daha uygun olur.

Dünyayı Felakete Sürükleyen Liderlik

En endişe verici olan ise Trump’ın tavırlarıdır. Dünya liderlerinin birçoğu sorunlara çözüm bulması beklenen bir liderin, tam tersine dünyayı felakete sürükleyebilecek bir karakter sergilemesi ciddi bir tehlikedir. Normal şartlarda tedavi edilmesi gereken bir adamın, milyarlarca insanın kaderini etkileyecek kararların merkezinde olması düşündürücüdür. Olması gereken şey böylesi hasta bir adamın derhal bir klinikte tedavi altına alınması gerekiyor. Şu da bir gerçektir ki ona bu muameleyi yapacak ne bir sağlık ekibi var ne de sen hastasın diyebilecek bir insan var. Dolayısıyla bu adam dünyayı kendine bağlayan bir lider olarak tarihe geçmek istiyor.

Dünya liderleri ise Trump’ın dengesiz çıkışlarından çekindikleri için ona karşı söz söyleyemiyor. Cesurca hakkı dile getirecek sesler susturuluyor. Bu gidişle dünya liderleri Trump’tan daha çok fırça yemeye devam edecekler. Oysa insanlığın geleceği, birkaç liderin korkusuna teslim edilmeyecek kadar değerlidir. Şunu unutmayalım; siz karşınızdaki zalimden ne kadar korksanız o daha fazla zulüm etmeye devam eder. Öyleyse hakkı her yerde söylemek gerekiyor. Allah’a emanet olunuz.