Bırakın konuşalım!

Abone Ol

Dil, canlı bir organizma gibidir. Doğar, büyür ve zaman yelpazesinde genişler gider. Dünya gezegeninde yaklaşık olarak 6800 dil ailesi vardır. Bu dil ailesi kendi aralarında özgürce konuşamadığı gibi baskı ve asimilasyona maruz kalıyor maalesef…
Peki neden?
Çünkü kendi ailesini üstün gören, dünyayı salt kendi özel mülkü olarak benimseyen, kendisini efendi dışındakileri köle sıfatıyla kabul eden despotçu ve tek tipçi zihniyetin canı öyle istediği için…
Hesabi ve şeytani nazarla bakan, gören ve hile peşinde koşan modern suret nümayiş dalkavuklar öyle istediği için…
Ve bir de bu zihniyetin avenesi olan yardakçı ve ukala dilbazlar öyle istediği için…
Engellemeye çalışan kim ya da kimler?
Zihin kodlarında zehirli virüs taşıyan etkin ve baskın yönetimler, eğitim sistemi ve alt yapısının oluşmasına zorluk çıkaranlar, anayasal ve yasal engeller, toplumsal ve kültürel direnç, dayatmacı politika ve politikacılar, yıkıcı milliyetçilik ve ulusal birlik tezini savunmaya çalışan elit, egemen, jakoben klikler ve ideolojik ulus kimlik imtiyazını taşıyanlar.
Yeryüzünde var edilen çeşitli ve zengin dil ailesine karşı savaş açan bunca dil düşmanı varken nasıl konuşabiliriz ki!?
Bir çocuğu düşünün, içi dolu kelime dağarcığına sahip lakin tabiatı gereği konuşamıyor. Konuşmaya başladığı çocukluk döneminde ise konuşması hep kısıtlanıyor.
Sesini yükseltme!
Çok konuşma!
Susar mısın? cümleleriyle karşılaşıyor.
Derken okul yaşı geliyor ve özgürce konuşmanın hayalini ve sevincini yaşayacak ama o da ne?
Mevcut eğitim kurumları, doğuştan kazandığı ana diliyle konuşmasını hem kısıtlıyor, hem de tek dilli eğitim fikrini zerk ediyor. Bir sükût-u hayal daha! Bu çocuk büyüdükçe baskı, dayatma, sınırlama, sindirilme, sönükleştirme, diline ket vurma, ağzına gem vurma, ses telleri akordunun bozulması engellerine maruz kalıyor.
Engel, engel hep engel… peki bu çocuk ne yapacak, nasıl bir kimliğe sahip olacak? Yaşayacağı travmayı hayal edebiliyor muyuz?
Doğal olarak bir itiraz, bir isyan ahlakına sahip olacak ve içinde biriken volkanik öfke her an patlamaya hazır bir orojenik afete dönüşecek.
Evet, ey yetkililer size sesleniyoruz!
Bırakın çocuğu, insani hayat hakkı olan özgürce konuşmasını. Bırakın içini boşaltmasını. Bırakın bağımsızca ayakta kalmasını. Yeter artık bırakın konuşsun! Toplum konuşsun, âlem konuşsun...