Bir Uyarı: Devlet`e, PKK` ye ve Hükümet`e

Abone Ol

Allah`ın adıyla

Doğrusu Zerdüştlüğü din, Apo`yu Kürtlere peygamber ilan edenlerin; İslam`dan ve İslami oluşumlardan kıl kapmalarından dolayı; ipini koparanlarla Yüksekova Mustazaf Der şubesine yaptıkları saldırılar son dönemlerde zaten rutinleşmişti. Maalesef hesaplarını iyi yapamayan, balık hafızalı derinler son saldırıyla kan döktüler.

Mustazaf Der`in 'Şu ana kadar derneklerimize elliye yakın saldırı oldu, her defasında itidalli davrandık, sağduyu çağrısı yaptık, şiddete taraf olmadığımızı deklare ettik.

Son saldırıda döktükleri mazlum kanı bardağı taşıran son damla oldu, artık bıçak kemiğe dayandı, olumlu tavrımızı gözden geçiriyoruz' diye açıklama yapmasının ne demek olduğunu anlayabiliyor musunuz?
Mustazaf Der`e yapılan saldırılar gösteriyor ki; birileri bölgeyi doksanlı yıllara götürmek istiyor. Oysa bölgenin o yıllara dönmesi herkes için ürkütücü bir durumdur, bunu da ancak o dönemi yaşayanlar bilir. Peki, şimdiye kadar PKK ve uzantıları, Mustazaf Der`in bu olumlu tavrını neden görmezden geldiler; devlet, hükümet, insaf, vicdan ve izan sahipleri olayların buraya kadar varmasına neden müsaade ettiler.

Resmi ideoloji üzerinden rant devşiren devletin sahipleri(!) zaten kaostan, karışıklıktan ve istikrarsızlıktan medet umuyor. Bölgedeki gerginliğin yükselmesinde devlet pay sahibi olduğundan olayların bu safhaya gelmesini engellemedi, diyelim. Peki ya diğer taraflar…

Güya PKK devletin yanlış politikasını eleştirerek hak ve hukuk(!) davası için ortaya çıkmış. Ama dünden bu güne PKK`nın tarihini irdelediğimizde; dinsizlikten, komünizmden, ahlaksızlıktan, kandan, kinden, öfkeden, tahammülsüzlükten, iftiradan, saldırganlıktan, namussuzluktan oluşan bir tabloyla karşılaşıyoruz. PKK taraftarlarının İslam`a ve mütedeyyin insanlara olan saldırıları da tahammülsüzlüklerinin, saldırganlıklarının, kinle büründüklerinin, kana doymadıklarının en büyük ispatıdır. Tüm bunlara rağmen doksanlı yıllarda uğradığı yenilgiden dolayı özellikle PKK`nın bu konuda duyarlı olması, gerginliğin yükselmesinin önünü almak için ciddi önlemleri alması beklenirdi. Ama maalesef PKK/BDP cılız kınamalardan, başkalarını suçlamaktan ve yine iftira silahına sarılmaktan bir adım ileri gitmemiştir. Hükümete geldiğimizde, Türkiye geneli açısından baktığımızda TC`nin gelmiş geçmiş en iyi iktidarı diyebiliriz. Bölge için baktığımızda bir şeyler yapmaya çalıştıysa da hükümet beklentileri karşılayacak bir başarıya ulaştı, diyemeyiz. Bazı konularda açıkçası yapabileceklerini de yapmadığını da dile getirebiliriz. Mesela Mustazaf Der yetkililerinin kendilerine yapılan saldırılarda her defasında polisin işi ağırdan aldığını -görevlerini yapmadıklarını, saldırı mahalline geç geldiklerini ve saldırganların yakalanması için bir soruşturma başlatmadıklarını- belirtmelerine rağmen şu ana kadar onlarca saldırıyla ilgili kayda değer bir adım atılmamış, bunu da bırakın bir açıklama bile yapılmamış.

Açıkçası; sorumluluğunu bilmeyen sorumlular –PKK, devlet, hükümet- bölgenin doksanlı yıllara dönmesi durumunda başta kendilerinin kaybedeceğinin farkında değiller.

Başta PKK/BDP kaybeder. O döneme dönülmesi halinde PKK/BDP bölgede rahat bir nefes alamaz. Bu şekilde olması halinde de PKK de kendince elde ettiği kazanımlarını tekrar kaybetmeyle karşı karşıya kalacaktır.

Birilerinin halkı devletle barıştırma politikası da iflas edecektir. Resmi ideolojisinden ve şimdiye kadar yaptığı zulümler sebebiyle kendisiyle barışık olmayan İslami kesimlerin ve bölge insanının devlete olan kin ve nefretin bir kat daha artmasıyla devlet kaybedecektir.

Bölgedeki istikrarsızlıktan dolayı bölgedeki halkın hükümete olan güveni yerle bir olacaktır. Hatta kaostan medet umacak olanlar işi hükümeti devirmeye kadar götürebilirler.

Hasılı, bu fitne ateşi yanmadan tüm sorumluluk sahiplerinin ciddiyetle işe el atması lazımdır. 'Son pişmanlığın fayda vermediği' bir sürece girmeden önce Mustazaf Der`i teskin edecek, samimi olarak acılarının paylaşıldığını gösteren ve bir daha benzeri provakatif saldırıların yapılmasını engelleyici adımların atılması elzemdir. Rabbimden temennimiz, mazlum halkı saldırganların, azgınların, tahammülsüzlerin ve sorumsuzların şerrinden korumasıdır.